uydurma olduğu konusunda neredeyse görüş birliğine varılan mektup.
ayşe arman'ı severim. kim ne derse desin, farklı bir tarzı var. ayşe arman'ı muadillerinden ayıran yönü bu zaten. kadın, toplumda genel kabul gören birtakım fikirlere katılmıyor ve bu yöndeki görüşlerini açıkça ifade ediyor. "atatürk'ü sevmiyorum, humeyni'yi seviyorum" diyen kız için "ne var, fikirlerini söyleyemez mi?" diyen insanlar buna neden tahammül edemiyor anlayamıyorum.
mektuba dönersek, ben de uydurma olduğu kanısındayım. okul ismi, kızın ismi filan belki sahtedir, güzellik müzellik belki kızın abartısıdır, "bakire olduğum için seviyor" belki ayşe arman'ın kısalttığı mektuptan cımbızlamasıdır vs. ama mektupta öyle bir bölüm var ki, bu mektubun 21 yaşında üniversiteli bir kızın elinden çıkmadığını adeta haykırıyor. evet efendim, "aurora'nın incileri"ni bir kadeh şarap eşliğinde okuma kısmından bahsediyorum. 21 yaşındaki üniversiteli kız şarap içebilir, kitap da okur, ama asla ikisini bir arada yapmaz. şarap eşliğinde kitap okumak 30 yaş üstü insanlara mahsustur. bu sözlükte bu kadar yazarız, bir kişi "ben 21 yaşındayken şarap eşliğinde kitap okurdum" diyemez, biliyorum.
ayşe arman'ı severim, ayrı. ama adere'ye katılmamak elde değil: "ya ayşe okurları kekliyor ya da okur ayşe'yi..."
