bir üstteki giriş cümlesini sadece burada kullanabiliyorum, karşında olsam ve kullansam; domaltma kavramını enine boyuna öğretmeye kalkarsın bana.
patron, yahu ne olacak bizim bu şirketin hali?
istiyorum ki daha çok kazanalım, daha büyük yatırımlar yapalım. oluyorda kriz ortamında dahi yeni projeler alıyorsun.
bak ben ne güzel şirketin menfaatini düşünüyor, * dahil her yerim terleyene kadar azimle çalışıyorum.
sen benim için ne yapıyorsun peki? koca bir hiç.
yılbaşında zam yapacaktın, 7 ay geçti hala yapacaksın.
bahanede hazır; kriz var
kriz var ya, piyasa ölü ya, paramız yok ya, ondan gidip 100 milyarlık yazlık alıyorsun. babacım yemezler artık.
ha birde başımıza müdür olarak verdiğin hanımefendiye nefretlerimi en içten duygularla bildiriyorum. onun yüzünden insanları kaynatamıyorum, işimi yapamıyorum. tabi sen haftada bir geliyorsun, görmüyorsun yaptıklarını.
artık öyle bir yerdeyim ki vurup kapıyı çıkmak istiyor ve her gün yapıyorum. sonra sabah yine tıpış tıpış bu pcnin başına geliyorum. kalıcı gidemiyorum, sana yapamıyorum bunu.
şunuda söyleyim yakında isyan çıkartacaz şirkette. benzini, çakmağı felan hazırladık. hele bi zam yapma yakarız kendimizi bak söyleyim.
olurda istifa edersem, mutlaka bu yazıyı sana gönderecem.
haydi işe artık bu kadar lakırtı yeter.
-hüseyin bey, bi tavla atalım nette.
+tamam giriyorum birazdan.