yoldaşlık savaşına yer vermemesiyle sinirimi bozan, ancak onun dışında pek bir kötülüğünü görmediğim film. favori karakterim Severus Snape'in ve diğer kötülerin ön plana çıkartılmış olması sanırım filmi bu kadar sevmeme neden oldu. özellikle bir kaç sahne vardı ki, filmde en hoşuma giden yerler oldu.
--spoiler--
-ron'un zehirlenip hastane kanadına düşmesinden sonra, herkes başına toplanmıştır. mcgonnagall, snape, slughorn, dumbledore arkada; hermione ginny ve harry yatak başındadır. lavender'ın gelmesiyle birlikte hermione'yle aralarında başlayan kavgaya severus'un bir bakışı vardır ki gerçekten sadece bu sahne için bile filme gitmeyi kabul ederdim. iki kız bas bas bağırırken, severus'un yüzündeki o ifade, inanamaz bir şekilde izleyişi, ortama tamamen yabancı duruşu.. gerçekten görmeye değer.
-aynı sahnede, slughorn'un duruşu. hiç konuşmadan durmaktadır, herkes gittiğinde bile yüzünde o komik ifadeyle orada çakılı kalır.
-felix felicis aldıktan sonra, harry'nin şapşal hali.
-yaşayan ölüm iksiri yapmak için debelenen hermione'nin hali.
-yılbaşı partisinde, severus'un öğrenciye tam bir yıllık ceza verirkenki tavırları.
-ölüm yiyenlerin dolaptan çıktıktan hemen sonraki karizmatik duruşları.
-narcissa ve bellatrix'in, severus'un evine girmeden önce dar bir sokakta karşılıklı duvarlara yaslandıklarında, birbirlerine bakışları.
--spoiler--
bakınca, baya sevmişim ben bu filmi. yalnız, dublajlı giden varsa cidden onlar adına üzüldüm. aksanlar, ses tonları, bellatix'in şarkıları.. kesinlikle mükemmeldi.
kısacası bu, karanlık tarafın filmiydi ve karanlık tarafı tutan benim oldukça hoşuma gitti. yalnız küt diye bitiverdi, orası ayrı.