bildiğin duvar...
hani duvara bir şey atarsın da geri döner ya, aynı onun gibi.
ciddi ciddi iletişim kuramamaktan daha kötüsü, ciddi bir iletişimi dinlemeyen bir insanla kurmaya çalışmaktır. bir şeyler anlatmaya başladığında, eğer karşındakinin gözleri sağa sola bakıyor, başka bir konu açıyorsa, o zaman laf anlatmanın da faydası yoktur.
yine de deneyeceğim, bunun ne kadar zor olduğunu bilerek deneyeceğim.
şimdi bu arkadaş, fanatik mi fanatik bir fenerbahçeli, kendisine çok benzeyen iki kankasıyla birlikte sözlükte sürekli galatasaraylılara, galatasaray değerlerine sataşıp duruyor. eleştirilince de, birinden ayar yiyince de direkt demagojiye ya da kişisel hamlelere başlıyor.
özeleştiri eksikliği, kötü bir şeydir. özeleştiri eksikliğiden daha kötü olan da, narsistçe eleştirileri duymazdan gelip, yapılan hataları yok kabul ederek eleştirmektir.
sen fenerbahçelisin, saygı duyarım. ben de galatasaraylıyım. sen de bana saygı duymak zorundasın. ben nasıl lefter küçükandoniyadis' e, alex de souza' ya, basri dirimlili' ye saygı duyuyorsam, sen de benim taraftarı olduğum galatasaray' ın değerlerine saygı duymak sorumluluğunu taşıyorsun.
açıkçası üzülüyorum, tanımadığım, tek laf etmediğim bir adamın, ılımlı yaklaşmaya, saygılı davranmaya çalıştıkça, ' samimiyetsiz, taklitçi ' gibi gerçekle alakasız laflar kurmasına üzülüyorum. paylaşamadığımız ne? futboldan dolayı birbirimize mi girelim? 3 günlük dünyanın merkezine futbolu mu koyalım?
sana bir önerim var, futboldan zevk almaya çalış. o at gözlüklerini çıkar, yıldızların gollerini, sahaya dökülen teri, coşkuyu gör.
ve lütfen... sözlükte iyi vakit geçirmek isteyen galatasaraylıları rahatsız etme. antu bir tık kadar yakınında...
edit: (#5633480) ile galatasaray ve beşiktaş' a çirkin yakıştırmalarda bulunmuş, samimi ve centilmen antu sevimlisi.