Ülkemizde kavramlar maalesef, ya kavram kargaşasına kurban gidiyor ya da kavram ırkçılığına!
Yani kavramların tanımları üzerinde o kadar oynanıyor ki, örneğin laiklik, dinci ve dindarlık gibi kavramlırın neyi ifade ettiğini kimse tam anlamıyla bilmiyor! Tam "biliyorum" dediğiniz yerde birileri çıkıp "o öyle değiş şöyle" diyor...ve kısır döngü sil baştan!
Kavram ırkçılığı ise, belirli kavramların belirli zümreler için olduğu saplantısı!
Örneğin, özgürlük kimin için? Ve kimlerin özgürlüğüne neden kısıtlama getiriliyor? Madem kısıtlamaların kaynağı sağlam o halde neden "dün yasak olan şey bu gün serbest" oluyor?
"Saygı" kavramıda aynen kavram ırkçılığına kurban edilen kavramlardan. Ateistler kendi fikir ve yaşamları için özgürlük ve saygı beklerken acaba "karşı" gördükleri içinde aynı şeyi isteyebiliyorlar mı? Değilse neden? Saygı ve özgürlük yalnızca bir zümreye ya da "gücü elinde bulunduran" bir zümreye mi ait!
Öyleyse ve bunun böyle devam etmesine izin verilirse yarın güç "karşı taraf" denilenin eline geçince ne olacak?
Sevgili dostlar! Bu ülkede her insan kavramları karmaşaya itsede, kavramları belirli zümrelere hapsetsede buna bizler önayak olmamalıyız! Eğer genç ve kültürlüysek, eğer bu ülkenin geleceğiysek, eğer biraz basiret sahibiysek bu durumda herkeze saygı ve herkese özgürlük anlayışımız olmalı!
Elbette evrensel insani değerlere saygısızlık edene saygı ve özgürlük verilmez! Ancak bu evrensel insani değerlere saygılı olana saygılı olmak bizim sorumluluğumuz olmalı!
Bu sebeple, ardından üniversite profesörlerinden, öğrencilerine; iş adamlarından devlet adamlarına binlerce insanın gittiği bir insan hakaretâmiz lakaplar takılmamalıdır!