bu ülkede müslümanca "ne yapılamadığı" sorusunu akla getiren söylemdir.
Namazını orucunu eksik etmiyordur bu kızımız herhalde, vakti gelip* hayırlı bir mü'min ile dünya evine girdiğinde -ki dereceye girmiş eli yüzü düzgün bir türbanlı, yeni burjuvazinin gözbebeği olacağından ennnn hayırlısına nasip olacağından kimsenin şüp'hesi olmasın- onunla birlikte hac'ca da gidecektir. eh, bu yaşına kadar dinini de hem de devletin o dinin öğrensin diye (!) açtığı okulda gayet güzelce öğrenmiştir. Görünüşe göre bugüne kadar dininin öngördüğü -düşünülen- kıyafetle de gezebilmiştir.
Peki bu kızımız daha ne ister, nesi eksik kalmıştır acaba müslümanca yaşamak için? kendisini isteyecek zengin bir adama 12 yaşına geldiğinde hem de ikinci, üçüncü, dördüncü olarak karı olabileceği bir ülke mi istemektedir, yoksa pantolon giydiği için kırbaçlandığı bir ülke mi, ya da başı açık benim gibileri görmesine engel olan toplum polislerinin toplumda "düzeni" sağladığı bir ülke mi? Yoksa sırf o daha müslüman görünmeyi seviyor diye ona ayrıcalık sağlayacak bir ülke mi?
Güzel güzel gitmişsin "meslek" lisene, edinmişsin mesleğini; hem de islamda kadına imamlık yaptırılmazken... Şimdi cayıp ben doktor olacaktım ama demenin ne manası var? Belki ben de ilahiyat okumak istiyordum da ihl mezunu olmadığım için ek puanlıların gerisine düştüm; ne yapalım o zaman? Hem caymamıştır da aslında bu hanım kızımız, kendi yaptığı (!) iHL seçiminden asla pişman değildir, ilahiyatı da seve seve okuyacaktır. Demezler mi adama; "peki kızım sen neyin peşindesin, nedir derdin?"
Böyle samimiyetsiz, böyle ruhsuz, böyle yalan dolan, böyle maksadı belli, böyle eğitilmiş kuşlar çıkıp konuşmasa, belki diyeceğim ki "tamam, türban takmak istiyorlarsa taksınlar üniversitelerde, eğitimden geri kalıp marjinalize olmasınlar" ama belli işte, kabak gibi ortada. Alacakları hiçbir taviz yetmeyecek bunlara. Maksat şeriat çünkü.