Yillar once is gocuyle Almanya'ya gelmis ancak Turkiye ile baglarini koparmamis insanlarimiz icin soylenen deyimsel bir ifade. Anlasilacagi uzere Almanya'da Almanlar'in, Turkiye'de ise Turkler'in bu gruba bakisini anlatmaktadir. Kacinci jenerasyon olursa olsun, hatta ne kadar Alman kulturunu benimsemis ve iclerine karismis da olsun Almanlar icin her daim bir Ausländer bir schwarzkopf olacaktir bu guruh. Yazin izinlerde ise Turkiye'de bozuk Turkceleri, surekli olarak Almanca'ya code switching yapmalari dolayisiyla bu halk tarafindan da benimsenmeyecektir ve etiketleneceklerdir.
Lakin, tum bunlar distan gozlemler olup, ben bu olayin bir de icsel, daha bireysel boyutuna bakmak istiyorum. Bu, Turkiye'de almanci Almanya'da yabanci durumu kendi iclerinde (bilincli ya da bilincsiz olarak) ozumsedikleri bir olgudur. Onlar icin bir nevi self-definitiondir. Bu icinden cikilmaz dongunun duvarlari her ne kadar bahsettigim dis etkenlerce orulmus gibi gorunse de, bu dongu ile barismis olan hatta kendisine bir sentez cikarmayi basarmis olan cok az insan vardir. Ozellikle bu iki kulturun baristirilmasi, bunun eksi bir yon degil de, bir zenginlik olarak addedilmesi, ve hatta iki dilli olmanin oneminin bilincinde olunmasi elzemdir. Bunlar yapildigi takdirde, inaniyorum ki, Turkiye'de alamanci, Almanya'da yabanci lafinin da cok bir etkisi olmayacaktir birey uzerinde.