üzerinde fazlasıyla konuşulabilecek bir maç olmuştur. hakem'in rezalet yönetimi, meduna'nın geçirdiği kalp spazmı ise en başta gelen şeyler. öncelikle bir puan kaybı için hakem yönetimi mazeret olmamalıdır. tamam hakem rezalet yönetti de galatasaray allah için futbolun bütün gerektirdiği şeyleri yerine getirip, mükemmel bir oyun ortaya koyabildi mi? bence hayır. galatasaray, manisa 3. golü bir türlü bulamayınca gaza geldi ve hemen de golü buldu. ilic için bir parantez açmak istiyorum galatasaray'da. bu adam için geçen sene de diyorduk, galatasaray'daki en kaliteli oyuncu diye ama kimse inanmıyordu. gördük işte adam 3 maçta 4 gol attı, takımı o sürüklüyo yani ki galatasaray'ın felaket oynadığı maçta bile adamın istatistiği 1 gol 1 asist. arda turan ise bence fazla savunmaya yönelik oynatıldığı için etkisiz göründü, öbür türlü nasıl oynadığını gördük zaten.
gelelim manisa takımına. bu kadar rezil bir fikstür bir takımın başına daha gelemez heralde. ilk hafta beşiktaş'ı konuk edip daha sonra trabzonspor deplasmanı ve galatasaray'la bir iç saha maçı. manisa bu maçların üçünü de kazanabilirdi ama sadece bir tanesini kazanabildi. beşiktaş ve galatasaray maçlarında rakip takımların bu kadar etkisiz kalmalarının en büyük sebebi manisa'daki sıcak ve nem. ha manisa kötü mü oynadı bu maçlarda? alakası yok. manisa rahat oynuyor çünkü oyuncuların büyük çoğunluğu alışık o hava koşullarına. bir parantez zelenka için açmak lazım. yahu bu adam sparta prag'ın en kilit oyuncusuydu iki sene önce ve manisa kalktı sessiz sedasız bu herifi transfer etti. adam mükemmel oynuyor. bir pozisyonda topu aldı ve bir hamlede üç galatasaraylıyı ekarte etti. sonrasında verdiği pası mondragon yakalayamasa zaten 3. gol gelecekti ve galatasaray iyice oyundan kopacaktı.
manisa'nın bir türlü üçüncü golü atamaması ve galatasaray'ın da şansı dedik, bir de hakeme bakalım. galatasaray'ın sayılmayan golü için kesinlikle ofsayt olduğu düşüncesindeyim. neden mi? çünkü iliç pasif ofsayt ilk anda ancak top ayhan'a gidiyor ve burda bayrak kalkmaması doğru. ancak daha sonrasında pozisyon devamında iliç topla alakasını kesmesi gerekiyorken topa koşmaya devam ediyor, topun biraz ilerisinde kalıyor ve haliyle de ofsayt oluyor o zamanda. kurallar böyle diyor, erman'ı bir kenara bırakalım. sonrasında necati'nin ceza sahası içinde bir düşürülüşü var ki bunu 850 kere oynatsanız 849'unda penaltı çalarlar. ancak cem papila hazretleri maçın içine sıçmaya o kadar niyetlenmiş ki görmezlikten geldi. ha iyi niyetli olalım görmedi diyelim. peki pozisyonu tam açıdan gören yan hakemde mi görmedi?? zaten o iki yan hakem de yalı kazığı gibi dikilip durdular maç boyuna. gelelim hakan'ın pozisyonuna. evet bu da penaltı ama şöyle de bir gerçek var ki bizim ülkemizde böyle pozisyonlara asla penaltı çalınmıyor. şayet çalınırsa hakan'ın nobre'nin ve zamanında van hooijdonk'un maç başına 2-3 penaltı kazanması gerekirdi. ama faulse neresi olduğunu önemsemeden çalacaksın kardeşim. benim tepkim neden çünkü cem papila bu pozisyonu ceza sahası dışında çalardı. götü yemediği için çalamadı. ama sonraki penaltının da bence hiç alakası yok yani ama verilmeyenlere saysınlar bunu da.
michel meduna'ya ise acil şifalar diliyorum. ama bu olayın yaşanmasını tek bir isme borçluyuz. sayın haluk ulusoy herşeyi götünden salladığı gibi fikstürü de götünden salladığı için bir oyuncu antremanda kalp krizi geçirdi, diğeri ise canlı canlı televizyonda gözümüzün önünde can verecekti az daha. manisalı oyuncuların yüzlerindeki ifade, hasan şaş'ın donup kalması.. her şeyi açıklıyordu zaten. mondragon'u ise tebrik etmek lazım. meduna'nın nefes alamadığını farkedince hemen koştu gitti yanına kafasını kaldırdı ve belki de hayatta kalmasını sağladı. neticede avrupa futbol tarihinin en büyük mantıksızlıklarından birinin sonucudur bu olay. avrupa'nın en sıcak ve nemli ülkesi mi en önce lige başlamak zorunda?
zaten bu maçtan sonra fenerbahçe rize maçını da izleyesim gelmedi, mal mal baktım ekrana, sigara üstüne sigara içerek.