ilk günler, sanki çok büyük bir işe yarıyormuş gibi hissettiren ve büyük bir heyecanla gidilen sonra genç yakışıklı patronlardan birine aşık olunca daha da çekici gelmeye başlayan, öyle ki okula gitmek için sabah 7 de kalkmak zor gelirken staja gitmek için 6 da yataktan bir asker disipliniyle fırlayıp 1 saat içinde kahvaltı giyim saç makyaj çanta ve türevlerini hazırlamayı insana başartabilen ve fakat o aşık olunan sevgili patron iş gezisine çıkınca hiçbir heyecanı kalmayan ve iyice sıkıcı gelmeye başlayan, insanların yüzünüze soru işareti ifadeleriyle baktığı yanılıp şaşırıp da bir günaydın demeyegörün hemen "siz yeni mi başladınız?" sorusuna maruz kaldığınız ve cevabını artık bir kayıttan geçer gibi tekrarlamaya alıştığınız, hemen akabinde de "nasıl gidiyor staj? alıştınız mı? sıkılıyorsunuzdur" gibi tespit-i vaziyet cümleleriyle süslendirilen ve hepsine rağmen de hoş güzel bir tecrübe olarak hayat boyu işe yarayıp saklanacak olan ayrıca da ne kadar materyalist görünse de insana, ihtiyaç olduğunda yardıma koşabilecek bir çok insan kazandıran olaydır.