Önceki yazılarımla bu olayı her yönüyle incelemiştim. Şimdi daha evvel bahsetmediğim bir iki konuya değineceğim.
Ortaya çıkan bir gerçek var. Ordunun konuya karşı tavrını eleştirmiştim. Lakin ortaya yeni şeyler çıkınca durumun vahameti de değişiyor. ilker Başbuğ'un Türkiye'deki tüm mayınlı arazilerin temizlenmesi için daha evvelden "Mayın Merkezi" kurulup gerekli techizatların tedariki ve eğitimin de verilmesi ile TSK bünyesinde temizliğin yapılmasını istediği ve bunun için yazılı olarak gerekli resmi girişimi yaptığı ortaya çıktı. Ama görülen o ki ne bu gerçekleşmiş, ne de gerçekleşmesi yönünde bir niyet var. Bugün ilker Başbuğ ordunun başında. O günkünden daha yetkin. Ama o günkü isteğini şu an dillendiremiyor. NAMSA yapsın diyor. AKP iktidarı kanadına bakıyoruz, israillilere vermek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bugün başbakan Recep Tayyip Erdoğan bir açıklama yaptı. israil'e verme konusunu insanların uydurduğundan bahsetti. Oysa israilli firmaların bu konuda taleplerini zaten açıklamıştı birçok akademisyen ve yetkili kişi. Önceki yazılarımda bu konuya değindim zaten. Üstelik sundukları taslakta öyle maddeler var ki, kendilerini yalanlıyor zaten. Ama halkın bu konuları bilmemesinden dolayı açık açık halka yalan söylemekte kusur görmüyorlar.
Üstelik iktidar kanadı bu tasarıyı meclisten geçirmekte çok kararlı. http://www.hurriyet.com.t...ndem/11779844.asp?gid=229
Görülüyor ki birilerine verilmiş sözler var. Yangından mal kaçırır gibi oldu bittiye getirme isteği var. Gerçeklerin tamamıyla gündeme taşınması ihtimali var. Üstelik onca kanalda, gazetede benim yazdığım yazılardaki bilgileri anlatan adam gibi gazetecilere ve yayıncılara denk gelmek de mümkün değil. Böylesine yanlı habercilik ve halkı uyutmacı bir anlayış, ülke için büyük bir tehdit. Bu açıdan muhalefet de adam akıllı işini yapamıyor. Muhalefet de bu konuya hakim değil. Muhalefet de yeterince incelememiş ve kavrayamamış yapılmak istenen oyunları. Ezberden konuşuyorlar sadece. Taslağı ikiye bölüp kıt düşüncelerle strateji üretmekten ve oyun bozmaktan yoksun politikalar güdüyorlar. Bu açıdan ülke menfaatini aklı selim dillendiren bir güç yok mecliste.
Hatırlar mısınız bilmem, Kuveyt'in Irak sınırına döşediği mayınlar vardı. Üstelik tehlike büyük olduğundan bizim Suriye sınırındakinden çok daha fazla sayıda mayını sık şekilde sınıra döşemişlerdi. O mayınları kim temizledi dersiniz? Bir Türk firması. Üstelik aynı firma, Afganistan bölgesinde yabancılarla ortak olarak da mayın temizleme işi yapmış. Ayrıca ikisi de ihale usulü kazanarak yaptığı temizlikler.
Şimdi insan düşünmeden edemiyor, bu firma bugün neden sessiz? Susturuldu mu? Tehdit mi edildi? Hatta böyle bir Türk firmasının varlığı bile satılık medyada yer bulmuyor. insanlardan gizleniyor. Şu tabloda bu firmanın ihaleye gireceğini de düşünmüyorum. Bu büyük pastayı ne iktidarın, ne de küresel çevrelerin yedirmeye tahammülü yok. Olur da medya dışı bir mucize ile bu firmanın varlığı herkesçe öğrenilir ve ihaleye girmesi konusunda bir toplum baskısı oluşursa, ihaleye yalandan sokulur ama kazanmaması yönünde baskı yapılır diye düşünüyorum...