şimdi, türban takma "özgürlüğünü" savunan yobazların genel profiline bir bakalım ve onların "özgürlük" kavramını anlamaya çalışalım:
- 12-13 yaşlarındaki kız çocuklarına bile cinsel saldırıda bulunur ve bunu hak olarak görürler.
- bacak arasında vajina sahibi olan her insan onlar için, her yönden kullanılabilir, bir objedir, hakları da, onların verdiği kadardır.
- dünya üzerinde onlara bahşedilen bu hayatın başrol oyuncusu onlardır, yardımcı rollerde ve getir götür işlerinde kadınlar kullanılır. bu onların doğuştan, en temel hakkıdır.
- günlük hayatta, iş hayatında, politikada karıştıkları her türlü yalancılık, hırsızlık ve dolandırıcılık, cinsel ayrımcılık, çoğu resmi kayıtlara geçmeyen hertürlü * taciz ve tecavüz olaylarını din, töre, gelenek gibi malzemelerle örtpas ederler. onlar mutlaka haklıdır.
- medeni, bilimsel ve "demokratik" hiç bir tartışmayı sakince yapamazlar. çünkü sizin söylediğiniz en mantıklı açıklamaya bile, karşınıza bir dogma koyarak en baştan reddederler ve "özgürce tartışma kültürü"nün demokrasinin vazgeçilmez bir ayağı olduğu gerçeğini hemen unuturlar; ta ki kendi meseleleri masaya gelene kadar..
- kendilerini homojen bir toplum olarak görürler ve içlerindeki çürük elmaları ayıklamadıkları gibi, "bizdendir" diyerek daha beter sahip çıkarlar. sonra da, çürük elmalara yapılan eleştirileri üstlerine alınarak iftira görmüş, ezilmiş ayağına yatmaya çalışırlar.
- kendi zümrelerini homojen olarak varsaydıkları gibi, karşıt görüşte olan herkesi de aynı kefeye koyarlar ve darbeci, dinsiz, imansız, gavur gibi etiketlerle kategorize etmeye çalışırlar.
- dünya üzerinde, kitaplı dinlere mensup olan yaklaşık 2,5 milyar insan olduğunu bilmezler ve geri kalan 4 milyar kadar insanın varlığından habersiz gibi yaşarlar. onları kafadan "yok" sayarlar.
- %99'unun müslüman olduğunu söyledikleri türkiye'de hala müslümanların "zulüm "gördüğünü söylerler ve kişi başına düşen cami sayısında en önde olan bu ülkede ezik olarak yaşadıklarını iddia ederler.
- namaz kılıyor, oruç tutuyor veya dinine bağlı diye hiç kimsenin dövülmediği ve öldürülmediği bu ülkede, sırf şiir okudu, oruç tutmadı, vay dinimize saygısızlık etti diye insanların diri diri yakılmasına, satırlarla doğranmasına, domuz bağı yapılıp arka bahçeye gömülmesine sessiz kalırlar, görmezden gelirler. çünkü bu durum gayet "demokratik"tir onlar için!!
bütün bunları bilen bir insan * nasıl olupta malum insanların türban meselesini "demokratik hak ve özgürlükler" uğruna savunduğuna inanır?
adeta esir alınmış, özgürce fikirlerini, dini baskılar dolayısıyla, ifade etmesine izin verilmeyen bu kadınların hangi seçme özgürlüğünden bahsediliyor? agresif olarak yayılmacı olan bu baskıcı yaşam tarzının hoş görülmesi hangi eğitimli ve medeni insanın aklından geçer?
siz kendinizi çok akıllı, bizi kaz mı zannettiniz?
edit: hemen eksi yağdıran arkadaşlara da, yazdıklarımın bir kısmını kanıtladıkları için ayrıca teşekkür ederim..
