suriye deki mayınlı arazilerin temizlenmesi

entry3 galeri
    ?.
  1. Malum, şimdi enteresan bir konu gündemde. Suriye sınırındaki mayınların temizlenmesi... Yapılan anlaşma gereği 2014 yılına kadar mayınların temizlenmesi gerekiyor. Bu arada sınırlarını mayınla koruyan tek ülkeyiz sanırım. Hani diyorlar ya dünyada en iyi ordulardan birine sahibiz diye... Hatta bugünlerde çokça tatbikat yapılıyor. Dosta grur ve düşmana korkudan bahsediliyor... Ama tabi madalyonun diğer tarafı da var...

    Dünyanın en iyi 5 ordusundan biri denilen TSK, diğer yandan bakıyorsun "ben mayınları temizleyemem" diyor... bak sen! Sanki 1985 yılından beri mayın yüzünden dünyada en fazla askerini kaybeden ordu TSK değil! Sanki neredeyse 50 yıldır mayınla Suriye sınırının güvenliğini sağlayan ordu TSK değil. Ve işe bak ki açıklamasında "benim mayınları temizleyecek yeterli eğitimli personelim yok" diyor. Enteresan. "Mayınları NATO temizlesin" diyor. "Parası neyse veririz" diyor. Bu aralar Efes tatbikatı olsun, diğer tatbikatlar olsun, hatta olağan toplantılar olsun, başbakan ve genelkurmay başkanı çok beraberler. Bu konuyu konuşmamış olmalarına imkan yok. Hele ki böyle bir konuyu.

    iktidar napıyor? Tayyip, öyle bir şeye hazırlanıyor ki, duyarken bile hazmetmesi imkansız! Amacı bir şirkete temizletip -ki bu şirket bir israil şirketi- bunun karşılığında ise bu toprakları 44 yıllığına bu şirkete devretmek! Bu bahsedilen topraklar, bölgenin en verimli toprakları. 44 yıl dudak uçuklatıcı bir süre. Bu sayede israil de tarımını burada gerçekleştirecek. Zaten yabancılara toprak satışını açarak Tayyip, israil'in tarım alanı sıkıntısını gidermeyi de amaçlamıştı. Cumhuriyet tarihimizin en önemli projesi olan GAP bölgesinde israilliler bolca toprak almış, tarımını yapmış ve ürününü ülkesine götürmüştü. Peki Tayyip yetindi mi bununla? Elbette ki hayır. Genetiği ile oynanmış tohumlara Türk tarımını bağımlı hale getirdi. Peki bu tohumları kim üretiyor? israil. Tohumların özelliği nedir? Ürünlerinden tohum çıkmıyor. Belki çoğunuz fark etmiyor bile. Yediğiniz domatesler, salatalıklar vs hep çekirdeksiz. Yani kısır tohumdan, israil tohumundan üretilen ürünler. Üstelik tarımı israil tohumuna bağımlı hale getiren bir iktidar. Aynı iktidar tarım desteğini cumhuriyet tarihinde en az seviyeye indiren iktidar. Geçen sene tarıma toplam destek 500 trilyon gibi komik bir rakamdı. Üstelik genelde teşvikler de hayvan yemi ile ilgili kısımda. Yani temel ihtiyaçları karşılamaya yönelik değil.

    Ayrıca bu tohumların yapılan son araştırmalar çerçevesinde kısırlığa da yol açtığı açıklanmıştı. Bu ürünlerden yedirilen denek hayvanlarında görülen hastalıklar, ölümler, kısırlaşmalar ve diğer etkiler çok ürkütücü bulundu. Ama israil'den alınan bu tohumların sağlık araştırması dahi yapılmadı. insanlara etkileri ne derece araştırıldı, ne sonuçlar doğurur hiçbir çalışma yapılmadı. Tüm Türkiye bu ürünleri yiyor. Ama israil bu kısır tohumları sadece bize ihraç ediyor. Kendisi bu tohumları kullanmıyor. Bu da düşündürücü tabi. Burada tüm Türk halkının sağlığı, gelişimi, biyolojik yapısı söz konusu. Çok korkunç şeyler akıllara gelmelidir. Aynı olay ekmekte de var. Türkiye, dünyada en fazla ekmek tüketen ülke olma rekoru kırdı. Ama diğer yandan normal bir ekmekte olması gereken vitaminlerden yoksun ve besin değeri en düşük olan ekmeği yiyoruz dünyada... işte Türk halkının sağlığı ile oynanan oyunların bir bölümü de bu.

    Sadede Gelelim:

    Bu mayınlı arazilerin toplam büyüklüğü bir Belçika kadar, bir Kıbrıs kadar alan yapıyor toplamda. Bu kadar büyük ve verimli bir tarım arazisi. Duruma bu açıdan bakılırsa olayın vahameti korkutucu. iktidar 44 yıllığına mayınları temizleme karşılığı bu toprakları vermeye niyetli. Hangi iktidar? Oğlunu çürüğe çıkarıp askere dahi gönderemeyen bir iktidar... Vura vura aldığımız bu ülkenin kanla sulanmış topraklarını kolayca vermek ne kadar kolay değil mi?

    Peki TSK'nın bu duruma karşı bir tepkisi var mı? Yok... Bu da çok enteresan geldi. Hele ki ordunun bu duruma sessiz kalması çok çok enteresan geldi... Obama ülkemize bir geldi, Dış ve iç politikada akıl almaz işler dönüyor. AKP'nin dış politikada yaptığı işleri daha evvel anlatmıştım. Üstelik AKP iktidarı boyunca dış politikadaki basiretsizliğimizin mimarı olan isim de dışişleri bakanlığına terfi edildi. Bu da hayli ilgi çekici bir durum.

    http://albastropos.blogcu...rlar-demesi_42182311.html

    Şimdi şaşırıyor insan. iktidara zaten güvenmiyorduk. Peki şimdi orduya da mı güvenmeyeceğiz? Hilmi Özkök ile işbirlikçi iktidarların gölgesinde güven kaybeden TSK acaba bu yeni açılımları ile daha ne kadar güven kaybedecek? Her şey bu kadar basitçe gerçekleşebilecek mi? Bir zamanlar düşünülmesi bile ürkütücü olan bu detaylar şimdilerde şaşırmadığımız hadiseler olmaya başladı. En vahim tarafı da bu. Teröristlere şehitlik açan vekiller, terörist cenazelerine giden vekiller, soyguncu/vurguncu başbakanlar/cumhurbaşkanları vs... Daha ne kadar ileri gidecek? Ne kadar ileri gidecek?

    http://albastropos.blogcu...bolme-plani_38287931.html

    Çarpıcı Bir Nokta

    Peki 44 yıl sonra eğer bu iş meclisten geçerse oradan birilerini çıkarabilecek miyiz? Sizlere bir şeyi anlatayım. Kıbrıs'a Rumlar ne zaman geldi? Biz orayı aldıktan sonra Osmanlı'nın gerileme sürecinde balkanlardan göçen Rumlara yer bulamayınca geçici olarak Kıbrıs'a taşındılar. Tabi Osmanlı ilgilenemedi. Oraya yerleştiler. Sonra çıkarabildik mi Rumları? Şimdi iktidar sayesinde biz işgalci konumdayız birilerine göre...

    Çarpıcı Bir Nokta Daha

    Bir de daha çarpıcı olan bir nokta var. Petrol meselesi. Suriye sınırında birkaç km ötemizde cayır cayır petrol çıkarılıyor, ama Türkiye'de yok. Buna kimse inanmıyor artık. Araştırmalar da Türkiye'de el değmemiş korkunç petrol rezervi olduğunu gösteriyor zaten.

    Daha önce de yazmıştım Türk Petrol Kanunu meselesini. Tayyip amcamız geldi ve Jet hızı ile petrol kanununu değiştirdi. Bu kanuna göre kendi petrolümüz bizim olmuyor artık. Çıkaran kimse %1'ni veriyor ve petrolü alıp gidiyor. Şimdi düşünüyorum. Petrolün dünyada kaç yıllık ömrü var? 45-50 sene deniyor. O topraklar bizde iken bile yeni kanuna göre her gelen petrol çıkarabilecekken ve kanundan sonra medyaya yansımasa da birçok kuyu açılmasına rağmen ülke çapında, israil o bölgede yeraltı kaynağı ve petrol bırakır mı? Cevap çok basit. Peki israil yeni kanunlar çerçevesinde başka maden bırakır mı orda? Elbette ki hayır. Peki bölgede sınırlar bunca sürede ne kadar değişir? Değişeceği kesin ama ne kadar olacağını kimse tahmin bile edemez kolay kolay. Olay şudur ki, eğer meclisten geçerse oranın durumu da Kıbrıs'tan farklı olmayacaktır.

    27.05.2009
    16:56
    Uğur Yaman

    http://albastropos.blogcu...si-meselesi_44691671.html

    (bkz: akp nin türkiye yi bölme planı/@fidelcastro)
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük