Benim için bir tutku haline gelen eylem. Gırgır'ın ve leman'ın son zamanlarından sayılar olmasına rağmen birikimin büyük kısmını penguen'in ve uykusuz'un tüm sayıları oluşturur. Arada çıkan ama yayın hayatına uzun süreli devam edememiş olan Hıbır, Hbr maymun, dıgıl, Avni, Limon, Joker de karışık sayılar olarak durur. Bu dergi biriktirme işini çöpçülük olarak görmemek lazım. Zira mizah dergilerimiz genelde güncel siyasi olaylara da sıklıkla değiniyorlar. Hele ki bizim ki gibi bir ülkede siyaset dünyası ve siyasetçiler oldukça fazla malzeme vermekteler. Durum böyle olunca yıllar önce yayınlanan dergideki bir karikatür hatırlattıkları ve çağrışımda bulundurdukları adına olaya romantik bir yön de katıyor. Kaldı ki bir de aramızda şimdi bulunmayan bazı ustaların, bazı sanatçıların o dönemdeki eserlerine dönem dönem göz gezdirmekte iyi geliyor. Mizah dergisi olarak Penguen ve uykusuz'u tanıyan kuşak ne yazık ki Arap Kadri ve Tarzan'ı, Muhlis Beyğ ve yavlum Mithat'ı, en Kahraman Rıdvan'ı dolayısıyla Bülent Arabacıoğlu'nu, Galip Tekin'in sayısız öyküsünü, Utanmaz adam'ı, stereo Seyfi'yi, Zalak MAhmut'u, Suat Gönülay'ı, Birol Bayram'ı, nefis çizgileri ve nefis öyküleri ile ilban ertem'i, eşek Herif'i, ergen'i ve daha sayısız çizgi roman dünyasının mizah dergilerinde hayat bulmuş kahramanlarını tanımadan geçirecekler ömürlerini. Bu bir kayıp mı? bence öyle... Bugün çizdiklerine güldüğümüz Erdil Yaşaroğlu'nun Hıbır'da başlayan mizah yaşamının orjinini bilmek te gerekiyor bence. Marlon'u tanımadan Komikaze okunur mu mesela?
Ailem ve de özellikle annem mizah dergilerini daha çocukken almamı, hele hele biriktirmemi hiç istemezlerdi. içlerinde bulunan kimi açık saçık karikatürlerden dolayı... Ama ben bugün 8 yaşındaki oğlumun halen almakta olduğum Penguen ve Uykusuz'u okusun diye bizzat önüne bırakıyorum. Bu dergilerin içlerinde bulunan muhalefet, bilinç ve kendileri de idealistliğini kaybetmemiş onlarca yazar ve çizerin şüphe götürmeyecek bir şekilde insan kişiliğini oluşturmasına faydası olduğuna inanıyorum. Bu dergilerle başlayan okuma ve biriktirme alışkanlığı bir süre sonra sadece onlardan alınanlarla doymamaya başlıyor ve sizi bir sonraki basamaktaki dergilere ya da kitaplara yönlendiriyor. Üstelik bugün ciddi anlamda, tiraj kaygısı olmadan, kimseden korkmadan eleştiri yapan mizah dergilerinden başka yayın organı var mı? Mizah kültürünüz oluşmasına, abartmadan söylüyorum olaylara bakış açınızdan, espri yapmanıza, sosyalliğinize kadar mizah dergilerinin çok ciddi katkıları var hayatımıza. Bugün bir arkadaş ortamında selçuk erdem, yiğit özgür, erdil yaşaroğlu, serkan altuniğne, ersin karabulut, alpay erdem, otis abi, ipek ve Burak muhabbeti yapmamış kaç kişi vardır arkadaş ortamlarında.
bana verdiklerinden, kattıklarından dolayı gerçekten de başta oğuz aral ve tekin aral'a, altan erbulak'a ve daha bir çok ustaya olan minnetimin bir parçası olarak zaman zaman tozlansalar da mizah dergileri evimin bir yerlerinde ben ölene kadar barınmaya devam edecekler. Buna biriktirmek demek değil de aynı evi paylaşmak demek daha doğru. Belki de ben çok duygusalım ama bu dergilerle aramızda 1983 yıllarında kurulan, sonra fiyatları 40 turgut olunca bir miktar sekteye uğrayan ,kendilerinin toparlanmasıyla yeniden oluşan bağ kopmaz bir şekilde birbirimize bağlı. canlarım benim onlar.