benim de söyleyeceklerim var! bir kere ordaki katliamlar kesinlikle yürek dağlayıcı olduğu için sesimiz yükselttik, yardımlar yaptık falan filan. karşılık beklemedik. ne bekleyebilirdik hayatı mısır'la arasındaki tünellere bağlı olan bir ülke bile olmayan yalnız ve karanlık bölgeden. biz oraya geçmişle olan bağlarımız ve din kardeşliğimiz için yardım gönderdik. lakin karşılığında gördük ki bugün amerika'nın ingiltere'nin söylemediğini kalkmış abbas beyefendi dillendiriyor. bu rumlar'ı türkiye'ye tercih etmektir. abbas türkiye'nin işgalci olduğunu onaylamıştır. halbuki orta yolu izleyen bir siyasetle de bu işi kotarabilirdi. filistin son zamanlarda türkiye'nin dış politikasında merkezdeydi. ortadoğu'nun söz sahibi, arabulucu ülkesi olma yolunda katettiği adımdı. abbas belki de mısır desteğiyle veya suudlar'ın girişimleriyle böyle bir girişimde bulundu. filistin'de yükselen türkiye değeri ve burada türkler'in söz sahibi olması arap liderlerin işine gelmemiş olacak ki abbası böyle bir şeye sürükleyerek türkiye'nin hevesini kırmayı ve uluslararası arenada küçük düşürmeyi amaçlamış olabilirler.
şimdi kimse ne posta gazetesi alsın ne otuzbir çeksin. olayları keskin bir önyargıyla değerlendirmek de sonsuz bir humanizm içinde değerlendirmek de yanlış. devletler arası dostluk olmaz. halklar arasında gönül köprüleri kurulur. yarın bir gün israil yine saldıracak lakin bu topraklar öyle topraklar ki gene yardımını yapacak. böyle abbas gibi kendini bilmezlerin küçük hesapları bu topraklara kin ve nefret tohumlarını ekemez.