var böyle bi şey.
batı kültürünün etkisiyle bireyselliğin ön plana çıkarılmaya başlandığı bir toplumda yaşıyoruz. artık salonda ailecek sohbet edeceğimize odamıza çekiliyoruz. arkadaşlarımızla yaptığımız çoğu zaman yaptığımız geyik muhabbeti; kendi sıkıntımızı anlatırsak, onlarınkini dinlemek zorunda kalacağımızdan korkuyoruz: kimsenin sıkıntılarıyla ilgilenmiyoruz çünkü kendi derdimiz bize yetiyor artık. ve birbirimizi dinlemiyoruz. başkalarını dinlemeye sabredemiyor, sıkılıyor, "anlıyorum evet kanka yaa"larla geçiştiriyoruz. "nasılsın" sorusunu dahi kendimize dair bir şeyler anlatabilmek için soruyoruz, karşımızdakinin halet-i ruhiyesini çok merak ettiğimizden bile değil - ki zaten cevabı dinlemiyoruz bile. tek beklentimiz onun da bir an evvel "sen nasılsın ?" demesi.
işte böyle bir ortamda, içimizi dökecek bir yerlere ihtiyacımız var..
işin en güzel tarafı da, entryi bitirip [ekle]'ye bastıktan sonra her şey bitiyor. artık kimseyi dinlemek, kimseyi anlamak, kimseye nezaketen sabretmek zorunda değiliz. karşımızın yazdıklarını okumak tamamen bizim insiyatifimizde. istersek okuruz, istemezsek : "sıradaki.." alternatif çok - ve biz böylesine fazla seçenek karşısında tamamen beğendiklerimizi alıp, beğenmediğimizi ardımızda bırakıyoruz, hissettiğimiz sonsuz egemenlik/üstünlük duygusuyla..