Torendeki en samimi, en hakiki cumleler kizinin agzindan gelmistir.
Evet toren belki Michael Jackson'a yakısacak buyuklukte degildi. Sure kisitli oldugundan, insanlarin acisinin buyuklugu nedeniyle ya da daha onceleri her seyi michael yaptıgı, digerlerinin uzerine kondugu veya icinde Michael olan hicbir seyin kotu olmayacagına, Michael'in her durumda mukemmelligine, gunu kurtaracagına inandıklari icin bu kadarini yapmislar. Zaten baska turlu yapsalardı da icinde michael jackson olmadıktan sonra icimize sinebilir miydi? bu toreni ancak o planlasaydı, onun dehasinin izlerini gorseydik iste o zaman tatmin olurduk.
Fakat bu demek degil ki daha iyisi de olamazdi. Gormeyi bekledigimiz pek cok kisiyi goremedik. Gelmeyenler hakkinda hemen "demek ki gercek dostu degilmis yoksa burada olurdu. Neden gelmesin ki?" gibi olumsuz dusuncelere kapılmıyorum. Acılarını yalnız yasamak istedikleri, gozyaslarini kimsenin gormesini istemedikleri icin orada olmadıklarına inanmak istiyorum.
Her ne kadar o politikaci kadın gibi gereksiz kisilere, konusmalara, yapmacik davranislara
Sinirlensek de en azindan babasi konusmadi diyorum. iste o zaman dayanamazdim.
Torende kendi adima en etkileyici anlar will you be there'in sonunu Michael jackson'dan dinledigimiz an, stevie wonder'in never dreamed you'd leave in summersarkısı, i will be there, brooke shields'in konusmasi, smile (gulumsemeye calistim ama olmadı be michael), kardeslerinin konusmasi ve kizi. Ahh o kizi...
Tamam kimi kandiriyorum ben zaten daha torenin basinda aglamaya basladim fakat su yazdigim anlarda en azindan gozleri dolmayan biri oldugunu sanmiyorum.
Kardesi kucukken studyoya gitmek zorunda olduklari icin cok sevdikleri bir programi izleyemediklerini soyledi. Neler hissettigini anlamaya calistim. Kucuk bir cocuk ne hissederdi bu durumda? Kucukken sevdigim programlari hatirladim. Hepsini izlerdim. Sadece annem beterbocek'in cizgi filmini izlememe izin vermezdi. Onu da aglar zırlar ne yapar eder izlerdim. Anlayamadim.
Bir yandan aglarken bir yandan da torenin sonlarına dogru giderek kuculen bir parcam surpriz yapacagına inaniyordu. Bir gozum tabuttaydı surekli. Simdi acilacak. Yok yok bu sarkıdan sonra. Bundan sonra... ufacik bir yanim inaniyordu ve ben de israrla sariliyordum buna. Ta ki kizinin konusmasini gorene kadar. O kadar icten, o kadar aci dolu, o kadar sevgi dolu, gozyaslari o kadar gercekti ki. O zaman anladım Michael jackson gercekten gitti. Bir parcamiz gitti, bir donem kapandi. Artik biri gelip onumden gecti, gordum onu dese, hatta videosunu gosterse inanmam. Michael jackson bir babaydi ve asla kizinin o kadar uzulmesine, aglamasina razi olmazdi.
Zaten benim icin toren de orada bitti. Hatirlamiyorum kizindan sonra cıkan, konusan oldu mu. Kizi soylenecek her seyi soyledi. Kimseye diyecek laf kalmadi.
Michael jackson'in gulumsemesinin ne kadar sıcak, guzel, icten oldugunu biliyordum da simdiye kadar ondan baska bu kadar guzel gulumseyen kimseyi gormedigimi bilmiyordum. Belki benim yalnizligim, korlugum ya da gormek istemeyisimdendir belki de gercekten o kadar guzel gulen, kalbi o kadar temiz olan insanlar cok az oldugundandir. Valentino rossi'nin de gulumsemesini begenirim fakat onunki cok sevimli geldiginden. Michael'inki kadar etkilemez.
Bir de dunyada kirmizinin en cok yakistigi adammis michael jackson.
Eskiden cocuklugumun fon muzigiydin. Umuyorum ki simdi cennetin fon muzigisindir.
When you are smiling
The whole world smiles with you.