bloody sunday

entry6 galeri
    3.
  1. 2002 yapımı, altın ayı ödüllü, paul greengrass filmi. başrolde cold feet'de de oynayan james nesbitt var. film, 30 ocak 1972'de kuzey irlandalı katoliklerin sivil haklarının iyileştirilmesi talebiyle gerçekleştirdikleri yürüyüşü ingiliz ordusunun kanlı bir şekilde bastırması olayını konu ediniyor.

    bahse konu olay britanya tarihinin kara lekeli onlarca olaylarından yalnızca biri. yürüyüş esnasında rotasından sapan, çoğunluğunu kanı kaynayan gençlerin oluşturduğu bir grup barikat kuran askerlere taşlı ve sözlü saldırıda bulunur. askerler buna sırasıyla plâstik mermi, tazyikli su ve göz yaşartıcı gazla karşılık verir. bu hengâmede gençlerden biri ölür, bir kişi de yaralanır. daha sonraki raporlarda bunların silah taşıdığından şüphelenildiği için vurulduğu söylenir. olayların bundan sonrasına müdahil olanlar ise paraşüt birimidir. bunlar barikatların ardına sarktıktan sonra, ateşkes emrine rağmen silahlarıyla rastgele sivilleri taramaya başlarlar. yaşlı, genç, kadın ayrımı yapmadan... altısı 17 yaşında 14 kişi yaşamını yitirir, 29 kişi yaralanır, tutuklanan insanlar da cabasıdır. askerler yaptıklarını örtbas etmek adına sahte deliller yaratır, katiller disiplin cezası bile almaz. britanya bu yüzsüzlüğünün de üstüne çıkar ve operasyonu yöneten askerlere kraliçe tarafından nişan verilir.
    kanlı pazar'dan sonra ira sempatizanı bile olmayan birçok insan ira'ya katılır. öyle ki, ira yeni katılımcı sayısı açısından tavan yapar.

    filme geçecek olursak, gerçekten iyi çekilmiş bir film. bu gidişle greengrass'in imzası haline gelecek omuz kamerasıyla bir film değil de, canlı olayları aktaran belgesel izleniyormuş hissi veren filmi seyrederken bir süre sonra kendinizi olayların içinde buluyorsunuz. özellikle yürüyüş hazırlığındaki gençlerin askerleri görünce bir anda heyecanlanması, yürüyüş devam ederkenki konuşmaları, elbette kamera kullanımının etkisiyle yanlarındaymışsınız hissi uyandırıyor. nesbitt karakterini iyi oynuyor. izlerken masum siviller için acı duymamak mümkün değil. fakat filmde bir duygu sömürüsü yapıldığını da söyleyemeyiz. bu da filmin bir başka artısı. oyuncu seçimi de ayrıca harika. o aşina olduğumuz anglosakson güzelliğinin yerine, sıradan irlandalı, ingiliz yüzler kullanılmış. bu da bence filmin inandırıcılığını arttırmış. sonuç itibarıyle izlenmesi gereken bir film. hem sinema açısından, hem de uygarlığın beşiğinin o yüce! tarihini öğrenmek açısından...
    1 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük