doktorları sevmeme nedenleri

entry91 galeri
    35.
  1. - çünkü eğer kalmazlarsa 6 sene (aslında sıkıştırılmış bir 10 sene) okuyorlar. ve bu 6 sene maalesef ki çok özür dileyerek söylüyorum iibf okumaya benzemiyor. en azından benim okulumda böyle. bu 6 sene boyunca sabahtan akşama kadar dersiniz ve yılda 4 kez, 2 hafta boyunca durmaksızın ve dahi günde bazen 2 tane olmak üzere vizeleriniz, finalleriniz oluyor. sınav dönemleri sadece 'yaşamaya' çalışıyorsunuz zira yemek yerken tuvaletteyken ve dahi uyurken (günde ortalama 3 saat) ders çalışıyorsunuz, yine de konularınız yetişmiyor ne yazık ki. ilk sizin okulunuz açılıyor, en son sizin okulunuz kapanıyor. yaz okuluna kalmanız işten bile değil zaten. kısacık yaz tatilini yaz okulunda harcadıktan sonra bir hafta memleketinize gittiğinizde herkes ağrıyan orasını burasını göstermeye başlıyor.

    -sokaklarda boş boş gezmek, arkadaşlarla toplanıp film izlemek, partilere vs katılmak, tatile çıkmak, müzik enstrümanı çalmak, dizi takip etmek, dergi-kitap okumak size uzak şeyler, sınav bitimindeki kısacık rahatlama dönemlerinde en fazla toplanıp king atarsınız, gerisi kurtarmaz.

    -ilk 3 senenizi hayırlısıyla bitirdiniz diyelim, ee sonra? bitmek bilmeyen hastane koridorlarında hastalar durmaksızın yol sorar, onlara yol tarif edersiniz, o arada vizite geç kalır hocadan papara yersiniz, hemşire sizi azarlar, hizmetli sizi azarlar, hasta size ezik öğrenci muamelesi yapar. bir şeyler öğrenmek için hasta muayene etmeye başlarsınız hasta sızlanır, bilen biri gelsin diye söylenir. oysa ki üniversite hastanesi demek eğitim demektir, öğrenci eğitimi orda yapmayacak da nerde yapacaktır. sizi koruyan kollayan kimse de yoktur. hocanızın tek zevki sözlülerde sizi terletmek sonra büyük bi gururla '30' vermektir. asistanı derdi boğulduğu iş yükünün birazını size devretmektir. hemşirenin derdi sizi azarlayıp egosuna ego katmaktır. hastanın derdi yol sorarken size yanaşmak, muayene etmek istediğinizde de tam gaz kaçmaktır.

    -sonraki 2 seneniz de bitmiş olsun, artık intörnsünüz! pardon aslında intahdem daha doğru olacak sanırım intörn- müstahdem. hocalarla ilişiğiniz hemen hemen kesilmiş gibidir ancak hemşireler ve dahi asistanlar ve tabii ki hastalar peşinizi bırakmaz. bitmek bilmeyen nöbetler, hemşire azarlamaları, asistanın iş bindirmesi, dosya doldurmak, kan şişesi getirip götürmek, hastaların aman öğrenci bakmasın, yapmasın sızlanmaları, uykusuz ve mor gözler ve ellerde tuğla gibi tus kitapları. tus dünyanın 3. zor sınavı ve bu sınavda başarılı olmak için doktorlarla yarışmak zorundasınız, bunu da maalesef ki 9-17 para dahi almadan eşek gibi çalıştığınız, üstüne para verdiğiniz, eğitim namına birşey yapmadığınız, üstüne üstlük ayda 6 ila 8 nöbet tuttuğunuz hastane koridorlarında yapmak zorundasınız. paranız varsa bir de 9-19 arası haftasonlarınızı heba edersiniz dershanelerde. ki bu para yaklaşık 7bin lira civarında. peki niye tus'a hazırlanıyorsunuz ki? kazanamazsanız ne olur? ne mi olur? mezun olursunuz ve devlet sizi hiç görmediğiniz bilmediğiniz bir ücra köşeye gönderir 'mecburi hizmet' adı altında. yapmazsanız size diplomanızı vermez. yapacaksınız! tüm bu emekleriniz sonucunda 'pratisyen hekim' olursunuz. herkes size ne doktorusun diye sorar cevap vermekten sıkılırsınız zira pratisyenin prasını duyduğunda küçümser sizi yurdumun çok bilmiş ama kendisinin bir işi dahi olmayan insanları. durmaksızın da hasta hikayesi dinlersiniz. teyzemin kaynanası şöyle olduydu bu doktore gitti böyle dediler, ameliyat oldu, şimdi de şusu varmış diye. sizden tanı koymanızı, tedavi etmenizi beklerler ama daha hastayı bile görmediniz!

    -doktorların sevilmeme nedenleri bunlar. sanki kendileri mükemmel olan insanlar gelip 'niye hata yaptın?' baskısı kurarlar üzerinizde. milyon tane hastalığın tanısını tedavisini tüm doktorlar mükemmel biliyormuş gibi.

    - son olarak 'davulun sesi uzaktan hoş gelir.' imanı para olmuş bir dünya insanın içinde sadece doktor para kazanmak istediğinde mi suç oluyor? doktorluk para kazanmak için değil de sadece içlerindeki insan sevgisi ile mi yapılıyor sanıyorsunuz? hiçbir iş sevilmeden yapılmamalı, ve yaptığınız işin de karşılığını almalısınız. bunu kim derse doğru ama doktor derse yanlış, öyle mi?
    1 ...