peki kışın? kışı çok olmasa da işte orada durun derim.
yazın bu kadar güzel ve renkli olan yer kışın trondheim kentini aratmaz.
saat 4te güneş saklanır karanlık dağların ardına, ulan nerdeyim çok gittim de mordor a mı geldim dersiniz.
benim gibi olsun turizm önemli değil, arkadaş ortamı, kültür - sanat kıl yün diyenlerdenseniz.
avucunuzu yalarsınız.
çalıştığınız yerde yaşıtınız yoksa bunalmanız içten bile değildir.
büyük şehirlere alışkınsanız ve gençseniz yine sıkılırsınız çünkü kışın fethiyede sosyallik yoktur.
iki sinema--bir tanesi fazla ıssız kalmakta zaten-- ile idare edersiniz.
bir kitap alayım derseniz sahildeki korsancılardan başka bulamazsınız.
eskaza tanıştığım bir kitapçıyla--ki kendisi hoşsohbet bir insandı-- konuştuğumda vardığımız ortak kanı ilçe merkezinin gelişememiş olduğu idi.
şimdi bunlar bütün sahil kasabalarında olan bir durum diyebilirsiniz. ama bodrum, marmaris, kuşadası ndan bahsediyorsak şayet aradaki fark uçurum gibidir.
kadınsanız işiniz daha zordur. merkez dışına işiniz düşerse halk tarafından yadırganırsınız. halk nispeten diğer ilçelere göre daha bağnazdır.
kiralık iyi ev azdır, ya uzaktadır ya pahalıdır.
fethiyeye en yakın il 3 saatlik mesafededir. memlekete gitmek için uzun bir yolu göze almak gerekir.
işte bunlar fethiyenin olumsuz tarafları.
eğer büyük kent seviyorsanız benim gibi ilçede yaşamadan önce iki kere düşünün.
sakinlik iyidir, beni bozmaz diyorsanız fethiye sizin için ideal.
ama eve giriş - çıkış saatlerim komşuların günlük mevzusu haline geldi, kışın ben ne yapacağım diyenlerdenseniz aman dikkat diyorum. çünkü kışın fethiye çoğu yerden hüzünlüdür, o zaman geçmişi düşünüp efkarlanmaktan başka birşey gelmez elden maalesef.