biri sabah biri akşam olmak üzere aynı bölümü yayınlardı bu kanalımsı.
orta okuldaydım. sabahçı denilen öğrenci grubundaydım. tüm günüm pokemon un akşamki bölümünü ileyecek olmanın verdiği heyecanla geçmek bilmezdi adeta. öğleden sonra okuldan eve geldiğimde hızlı bir şekilde yemeğimi yer tv nin karşısında alırdım soluğu. bu kanalımsıda önce teletubbies, sonra winnie the pooh en sonsa pokemon çıkardı. o zamanki en büyük yaşama sevincim olan pokemonu günşin battığında çıkan kızıllığın verdiği romantizimle birlikte seyretmek o kadar derin duygu kalıntıları bırakmış ki bende. şüphesiz hayatımın en mutlu dönemleriydi o dönemler.
bir gün yine heyecanla eve geldim. ilk iki çizgi film çıktıktan sonra pokemon u beklemeye başladım. raklamlar bitti. ben pokemon un hala ezbere bildiğim müthiş jeneriğini beklerken dın dırı dım dırıdım diye bir ses girdi araya. son dakika bilmem nesiymiş. başladı ahmet necdet amca konuşmaya bir türlü bitmek bilmiyor, benimse nabzım 200 e çıkmış pokemon un yayınlanmayacağı korkusundan. heyecan ve sabırsızlıkla içiç içimi yiyerek bekliyorum pokemonu. bu adam tam 30 dakika konuştu. hayatımdan 30 dakika gitti. hayatımın anlamı pokemon o akşam çıkmamıştı. bense ağlamaklı kalktım tv nin karşısından. atv nin o logosunu aklıma kazıdım. saf kalbimle, yetersiz küfür dağırcığımla bildiğim bütün küfürleri ettim içimden atv ye. daha sonra onlarca kez tekrarladılar bu aymazlığı.
belki konuşmadan sonra yayınlasalardı pokemon u affedebilirdim atv yi. hadi o olmadı çıkması gereken bölümü yarına erteleselerdi yine affedebilirdim. ama yayınlamadılar. o çok önem verdiği müşterisi olarak hiçbir zaman affetmeyeceğim bu kanalı. ve her platformda aleyhine çalışacağım.