sahip olduğu değerleri donuklaştıran, o değerlere gönül bağından ziyade obsesyonla bağlanan insandır.
özellikle bizim toplumumuzda bu konuda gerilimli bir psikoloji hakimdir. dindar müslümanlar, din hakkında her şakaya "tövbe tövbe" diye karşılık verir, "kapıyı bulmak için bütün evi tavaf ettim" sözüne bile tahammül edemezler.
kemalistlerin atatürk hakkında yapılan en ufak şakaya tahammülü yoktur. atatürk heykellerini eritip sanayide kullanma projesini ortaya atan kişinin aslında şaka yaptığı bellidir. ama bunu şaka olarak ele almazlar. çünkü onların gözünde atatürk "şaka yapılası bir insan" değil, donuk bakışlı, sert ve ulaşılmaz ilahi bir varlıktır.
bazı ateistler de böyledir. kendilerine "cehenneme gideceksin" yollu bir geyik yapıldığı zaman bunu ciddi karşılarlar.
dindar müslüman veya hıristiyan, atatürkçü, milliyetçi, ateist veya başka bir şey olabiliriz ama bu ota boka ciddiyetin hoşgörüsüzlüğü arttırdığını niye öğrenemiyoruz? bir imamın "yeni bir bektaşi fıkrası öğrendim, çok komik" dediği, bir atatürkçünün tek parti dönemindeki "gizli oy - açık sayım" ilkesiyle dalga geçebildiği zaman belki de açık bir toplum olacağız.