kürtçenin edebiyatı olmayan bir dil olduğu gerçeği

entry49 galeri
    27.
  1. bilimsel araştırmalara göre kürtçe olarak söz edilen 'şey', farsçadan sözcük alıntılarıyla oluşturulmuş, gramer yapısı olarak farsça ve göktürkçe yani eski türkçe yapısına sahip bir yapıdır. kürtçe diye ortak bir dil olsaydı, aynı mahallede yaşayan kürtlerin bile birbirlerini anlayamadığı durumlar ortaya çıkmazdı. diyeceklerdir ki onlar lehçe, şive, ağız. peki türkçe konuşan bir aydınlıyı, karadenizliyi, hatta dikkatli ve düşünerek dinlenirse bir azeriyi anlamama gibi bir olasılığı var mı bir türk'ün. tabi ki yok. ben şimdi bir grup arkadaşımı toplayıp, bundan sonra suya zetingen, ekmeğe dikingen, istiyorum sözcüğüne emingen diyeceksiniz desem ve bunu yaygınlaştırsam bir grubun arasında. bu dil mi olur! o zaman ermeni dili ve edebiyatı, rum dili ve edebiyatı, çerkez dili ve edebiyatı,laz dili ve edebiyatı falan da açalım, onların da devlet kanalı olsun, onların da dilini okullarda okutalım, ne dersiniz?

    gelelim edebiyat meselesine. edebiyat, oluştuğu milletle ve o milletin tarihiyle var olan bir yapıdır. edebiyat anlatmak ve anlamak isteyen biri, öncelikle o edebiyatın oluştuğu milleti, o milletin yaşantısını ve tarihini bilmek zorundadır. baktığımızda kürt devleti yok, kürt dili olarak belirli kurallara oturtulmuş ve genel kürt halkı olarak kendisini adlandıran halk tarafından ortak konuşulan bir dil yok ve en önemlisi de bir tarih yok! tarihi ve devleti ve ortak bir dil hazinesi olmayan bir topluluğun edebiyatı nasıl olur diye sormak gerekir. ayrıca bir edebiyatın oluşmasına ya da bir milletin millet olarak bağımsızlığını ilan etmesine değil türkiye cumhuriyeti devleti, hiçbir devlet yasak koyamaz ve bunu engelleyemez. yani bir şiir yazıp dünyaca ünlü olabilmek için devletten izin almanız gerekmiyor! bu da gösterir ki kürtleri engelleyen kimse olamaz edebiyat oluşturmaları için. ortada bir ortak dil olsa, bir tarih olsa, yaşanmışlıklar olsa, zaten bir edebiyat kendiliğinden oluşurdu.

    mehmet uzun olarak bahsedilen bir yazar vardır. kitaplarını her yerde bulursunuz. o kişinin zihniyetini anlamanız için kitaplarını ayaküstü karıştırmanız yeterlidir. kitaplarında bilimsel bilgilerle yazmak yerine, duygusal davranan bir kişidir. bir nihat sami banarlı'nın türk edebiyatı tarihi gibi bilimsel eserler vermek yerine, öykü yazar gibi kürt tarihi anlatmıştır kendince. ayrıca kitaplarında bu yazarla ilgili hiçbir akademik kariyer belirtisi de yoktur. kim olduğunu, ne gibi eğitimlerden geçtiğini, kitapları eline alan kişiler bilememektedirler. ölümüne kadar aldığı ödüller kürt dernekleri ya da isveç'teki bazı dernekler tarafından verilmiştir. bu kişinin hangi akademik eğitimi gördüğü ve hangi sıfatla bir tarih kitabı yazma girişiminde bulunduğu meçhuldur. romanları olan ve kürtler tarafından okunan bir yazardır. kitaplarını incelerseniz, son derece öznel ifadeler kullandığını, kendine göre bir kürt devleti oluşturduğunu ve hatta sınırlarını da bugünkü doğu anadolu olarak kabul ettiğini görürsünüz. ve kitaplarının muhtelif yerlerinde de kürdistan ifadesini görmek olanaklıdır. akademik kariyeri olmayan, konusunda uzman olmayan bir kişinin belirli bir tarihi gerçeğe dayandırılmamış bilgilerle bir edebiyat var etmeye çalışması ise nafile bir çabadır. ayrıca şair ve yazar olarak tanıtılan kişiler en fazla 10 şiir sahibi olup 2 ya da 3 tanesi hariç çoğu 1900'lerden sonra yaşamış görünmektedir.

    biraz uzun olmuş olabilir ama bir edebiyatçı olarak bu yazıyı yazmak istedim. sonuçta ben şunu diyorum. iktidara gelen ya da gelmek isteyen herkesin sömüreceği iki konu vardır. birincisi türban, ikincisi kürt sorunu. ve ne yazık ki bizi birlikte kardeşçe yaşamaya yönlendirmek yerine aynı topraklar üstünde bir başka dili tanımaya zorlamak, üstüne bu dili okullarda okutmak gibi bir gaflete düşmek, atatürk'ün anayasanın ilk maddesi olarak belirlediği ortak dil, ortak bayrak anlayışını ve dolayısıyla atatürk'ü çiğnemektir. türkiye cumhuriyeti'nin adını değiştirmeye kalkmak, türk dilinin yanında bşka bir dili tanımak inanılmaması gereken siyasi bir oyundur. bu devletin resmi dili türkçedir ve türkçe kalması da dileğimdir.
    5 ...