türk toplumundaki kadın modeli

entry6 galeri
    5.
  1. küçük yaşlardan itibaren erkek çocuklarına hemen hemen hiç karışılmazken kız çocuklarına 'ahlaklı' olması öğretilir, erkek çocukları top oynamaya çıkarken kız çocuğundan ev işlerine yardım etmesi beklenir. biraz büyüyüp lise çağlarına geldiğinde genellikle üniversite sınavlarına hazırlanması beklenir ama istekleri pek sorgulanmaz, aile için önemli olan yakın bir üniversitenin eğitim fakültesini kazanıp öğretmen olmasıdır hanım kızlarının. bu yaşa kadar da erkek arkadaş olayına hiç mi hiç sıcak bakılmaz. kızımızın bir erkek arkadaşı varsa da aile ya hiç bilmez, ya da sadece anne bilir ama kızı sürekli kontrol altında tutmaya çalışır. derslerdeki başarısızlıktan aile içi tartışmalara kadar her şey erkek arkadaşa bağlanır.

    oğlu gecenin bir vakti eve gelse en fazla söylediği şey 'oğlum bu kadar geç kalma, merak ediyoruz. aç mısın?' olurken kız çocuğu aynı şeyi yapsa kıyamet kopar ki yapamaz zaten. ne işi var gecenin bir yarısı sokaklarda, otursun evde ders çalışsın, dizi izlesin, kahve falan pişirsin annesine babasına.

    üniversite sınavından sonraki tercih dönemi bir nevi kilit noktadır. kız aile gözünde 'asi' ise eğer mümkün olabilecek en uzak yerleri yazma hevesindedir. aile ise kızlarını dizinin dibinden ayırmak istemez. hatta bazen olur ki kız nereyi kazanırsa aile de onunla birlikte taşınır. kız uzak bir yeri kazandı ve aile de evinden çıkmadı ise bir süre boyunca telefonların ardı arkası kesilmez, alışılana kadar.

    mezuniyete yakın dönemlerde anne etraftan 'artık kızlar okuldan birileriyle anlaşınca hemen evleniyor, yoksa bu dönemde işe başladıktan sonra kısmet aramak zorlaştı' vb sözler duydukça kızını sıkıştırıp 'var mı görüştüğün biri' sorularına maruz bırakmaya başlar. kıza şimdiye kadar yapılan baskılar sonucu olsa bile söylemeyecek konumda olabileceğinden bir de yüreklendirme yapılır 'söyle kızım, ne zaman yapıcaz düğün dernek bilelim biz de' gibilerden göndermeler yapılır. tabii annenin 'damat adayı'nı beğenmeme hakkı her zaman saklı tutulur. etraftan kimseye kızının sevgilisi olduğu söylenmez ki daha iyi bir kısmet çıkarsa kaçırılmasın diye.

    kız mezun olup evine dönünce ya da işe başlayınca artık evlilik müessesesinin yeni adayıdır. kızın sevgilisi onay alırsa onunla evlenebilir. yok hiç beğenilmedi ise bir doktor ya da mühendis neyim değilse, kızın aklına girip türlü kısmetler sunulmaya başlanır. bu da ikinci kilit noktadır. üniversite hayatı boyunca pişen kızımız büyük ihtimalle sevdiceği ile evleneceğini duyurur. yok hala daha baskılara boyun eğiyorsa eğer anne-babasının istediği insanla evlenme durumu söz konusu olabilir. ama her halükarda 'evlenir'.

    evlendikten sonra ne oluyor bu kızlarımıza peki? çok basit. işte iş kadını, evde ev kadını oluyor. birkaç sene içinde çocuk doğurması, çocuğa bakması ve büyütmesi bekleniyor. bu arada kocası da genellikle işte iş adamı, evde kanepe adamı oluyor, çocuk yapılmasına yardım etmesi sonra da arada bir çocuğu sevmesi bekleniyor. kısacası bu ülkede kadın olmak çok zor.
    0 ...