the green mile

entry237 galeri video1
    39.
  1. her insanın hayatında 1 defa olsun izlemesi elzem filmlerden biri. izlediğim en iyi dram filmlerinden.. tom hanks'in filmleri ne zaman kötü ki zaten? adamın adını görmem, filmini izlemem için yeterli bir sebep.

    usta yazar, stephen king'in aynı adlı kitabından sinemaya uyarlanan bu filmi hala izlemeyen var mı acaba? müthiş bir kurgu, akıcı bir senaryo ve tekrar tekrar izlenip hayran olunacak olan oyunculuklar... filmi ilk izlediğimde başıma ağrı girdiğini hatırlıyorum. ağlamaktan helak olmuştum resmen. 3-4 gün etkisinden çıkamadım. resmen ağzıma sıçmıştı yani. şimdi hatırlayınca tekrar boğazım düğümlendi, gözlerim filan doldu. o kadar etkilenmiştim ki anlatamam. entrynin devamında ağlarım kesin.

    --spoiler--

    insanların; pislikleri, acımasızlıkları, hainlikleri, merhametsizlikleri ve hırslarıyla dünyayı ne hale getirdiklerini anlatmış bize film. yani ben bunu anladım.

    tüm suçsuzluğuna rağmen ölüme mahkum olan, kocaman ve korkunç gibi görünen, bir çocuk saflığında olan john coffey rolünde, hayatının oyununu oynamış olan özel insan michael clarke duncan, filmin kahramanı ve filmi sürükleyen isim. yeteri kadar pisletilmiş dünyada mucizelerin olduğunu bize hatırlatan karakterin ta kendisi. en koyu gecede bile dikkatli bakarsak yıldızları görebileceğimizi söylüyor bize, film boyunca..

    filmle ilgili çıkarımlarım şöyle:

    -john coffey karakterinin iyileştirme özelliği, insanların hala iyi bir kalbe sahip olabileceğine vurgu yapıyor.

    -john coffey'nin devasa görüntüsü, içine kapanık ve zenci oluşu insanlara göre onun suçlu olma ihtimalini kuvvetlendirirken fiziksel görüntünün bir hiç olduğunu anlatmış bence. gerçek katil; bebek yüzlü, geveze, beyaz bir tene sahipti esasında.

    -filmin en etkileyici sahnesi, coffey'nin tom hanks'in elini tutup (yanlışlık olabilir sözlerde) "sende görmelisin. ben hergün bunları görüyorum. bununla yaşamak nasıl biliyor musun?" diye elini sıktığı ve tüm gerçekleri ona gösterdiği sahneydi sanırım.

    -filmin en nefret edilen karakteri o şerefsiz gardiyan (imdb'den kopya çekiyorum) wetcher'dır eminim. kötülüğün, filmdeki simgelerinden olan wetcher ve wetcher gibi merhametsizlerin elinde kaybolan hayatlar olmuyor mu gerçek yaşamda da?

    --spoiler--

    izlemeyenler varsa ne yapıp edip izlesinler. çok şey kaçırıyorsunuz biliyor musunuz? ben söyleyeyim dedim..

    ı love you stephen king.. ı love you john coffey..
    3 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük