öncelikle kişisel olarak hiçbir sorunum yoktur kendisiyle zira benim için sözlükteki sıradan bir yazardan farklı değildir. dili, dini , ideolojisi kendisi hakkında yaptığım kişisel analizlerimin hiçbirinde devreye girmemiştir. kendisi hakkında yaptığım tespit hakkını savunduğunu ilan ettiği azınlık bir kesmin savunuculuğunu yapan hemen hemen herkes için geçerlidir, zira maskeli demokrasi demokrasi idealine büyük oranda zarar vermektedir. türkiye cumhuriyeti'nin resmi ideolojisine karşı çıkma ve doğruya ulaşma amacıyla yola çıkanlar , türkiye cumhuriyeti'ne karşı kuru muhalefet yürüten kesmin sözümona kendi resmi ideolojisine kayıtsız şartsız teslim olmaktadır. örneğin resmi ideolojide abdülhamid bir vatan haini iken resmi ideolojiye doğrudan salt muhalefet anlayışıyla yola çıkanlar için suya sabuna dokunmayan ve türkiye cumhuriyeti'nin gerçekte temellerini atan bir vatan kahramanıdır. yani resmi ideolojinin kendisini esir almasından korkarak resmi ideolojiye resmi olmayan bir bakış açısı geliştiren kişi kendisini resmi ideolojinin karşısında yer alan ve yine birileri tarafından sınırları çizilmiş ,tabuları dikilmiş bir resmi ideolojinin kollarına atmakta ve mevzu bahis resmi ideolojiye karşı dik durmak amacıyla yola çıkıp başka bir resmi ideolojinin esiri olmaktadır.
işte kendisi ile ilgili yaptığım ana tespitin temel yapı taşları bu düşünceden şekillenmiştir. kürt sorununu salt bir pkk sorunu olarak görmek nasıl bir resmi ideoloji uzantısıysa , kürt sorununu salt türkiye cumhuriyeti'nin politikalarına bağlamak da o oaranda başka bir düşüncenin oluşturduğu resmi ideolojinin uzantısıdır.
yeri geldiği zaman türkiye cumhuriyeti'nin gerçekleştirmiş olduğu yanlış politikaların sonuçlarına değinen ve hemen hemen her yazısında altını çizerek bunu belirten sahte demokatlar türkiye'ye karşı yapılan hiçbir olumsuz yapılanmaya karşı ses çıkartmamakta ve başka bir resmi ideolojiye hizmet ettiğini göstermektedir.demokrasinin gereği elbetteki farklı düşüncelere saygı duymaktır, ama başkalarının düşüncelerine saygı duymuyorsunuz diye yola çıkan bu sahte demokratlar bağlı bulundukları resmi ideoloji karşı olan tüm söylemlere karşı çıktığı kesmin karşı çıktığı tepki şekliyle karşılık vermekte "faşizm" sözcüğünü ağzına dolayarak gerçek bir faşizme imza attığının farkına varmamaktadır.
demokrasinin gereğine ne derece bağlı olduğun, kendi düşünce yapının sınırları içinde kalan görüşlere karşı değil asıl bu düşüncelere karşı olanlara karşı takındığın tavırla ölçülür.
örneğin bir müslüman eşcinselliği lanetleyip bunu düşünce sınırları içinde yaparsa buna bir faşizm olarak değil o kişinin inançları doğrultusunda hareket ettiği ve doğru gördüğü şeklinde bakmak gerekir. zira kuran ve yahudilerin kutsal kitabı tanahda geçen birçok olayda kavimlerin yok olmasına gerekçe olarak eşcinsellik gösterilmekte ve ehli kitap eşcinselliğe karşı tavır takınılmaya davet edilmektedir. işte demokrasi anlayışı burda ortaya çıkar bir müslüman düşünce sınırları içinde eşcinselliği kötüleme ve gelecek neslin bu doğrultuya kaymamaları için önlem alma hakına sahiptir. demokrasi , birilerinin haklarını koruyoruz diye yola çıkıp başkalarının haklarını çiğnemeye izin vermez. sizin yaptığınız bir tarafa demokratik haklarını kullandırıyoruz diyerek diğer tarafa faşizm uygulamaktır. kuran'da ve tanah da geçen ifadeleri kabul eden biri eşcinselliğe karşı düşünce sınırları içinde cephe almakta son derece hakkıdır. zira doğruluğuna inandığı kitabı onu emretmektedir. Hani Lut'da Kavmi'ne şöyle demişti: ' Sizden önce alemlerden hiç kimsenin yapmadığı hayasız-çirkinliği mi yapıyorsunuz ? Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi yaklaşıyorsunuz ? Doğrusu siz ölçüyü aşan bir kavimsiniz. Kavimlerinin cevabı: ' Yurdunuzdan sürüp çıkarın bunları, çünkü bunlar çokça temizlenen insanlarmış ? ' demekten başka olmadı. (A'raf Suresi,80-82)
fakat bu tür demokrasi anlayışına sahip olanlar azınlığın hakkını koruyacağız diye çıkıp bütün bir kitlenin haklarını kullanmasına karşı çıkmaktadır. gerçek anlamda demokrasi salt azınlıkların çıkarına hzmet eden değil genel olarak tüm kesime hizmet eden demokrasidir.
yazarın kürt sorunu hakkındaki düşünceleri de bundan farklı değildir. her türlü olayda devleti suçlu görmekte iki kişinin kapışması sonucunda mutlaka azınlık olanın hakkının çiğneneceğini varsaymaktadır. bu önyargıya neden olmakta ve başka bir düşüncenin resmi ideolojisine hizmet etmesine neden olmaktadır . yazarın hakkımda yaptığı düzenin yalakası olmak tanımı tamamiyle bir varsayımdan ibarettir ve doğruluk oranı yanlışlık oranından daha yüksek değildir. stratosfer'in yaptığı resmi ideolojiye karşı çıkarken bunu salt muhalefet amacıyla yapmış olmamak ve başka resmi ideolojilerin askeri olmamaktadır. stratosfer t.c'nin resmi ideolojisine sahip olmamaka birlikte aynı zamanda başka muhalif unsurların karanlık odakların çizdiği sınırlara da teslim olmamaktadır. önemli olan yanlıştan kaçarken başka bir yanlışa sebep vermemektir.
