günlerce azap çekmiştir kişi.sevdiği acaba nereye gidecektir? kısa dönem mi yoksa asteğmen mi olacaktır asker?gurbet meskeni uzak mı yoksa yakın mıdır? tekin mi yoksa değil midir? hasret bu denli uzadığında iyi mi kötü müdür? kalp acıya nasıl dayanacaktır? ne kadar acıyacaktır can, kollarının arasından sevgiliyi askeri bir görev söküp alırken? görevin kutsallığını bilmek acıyı azımsayacak mıdır? ne kadar sabır doğuracaktır yürek ve şafak nasıl atacaktır? ne kadar tahmin edebilirki insan alnındaki yazgıyı, acıyı?
edemiyormuş.
ben de tahmin edemedim, böyle olacağını.bilemedim bu ayrılığın canımı, önce azrail pençesiyle son ucuna kadar çekip sonra orada, o can çekişme azabıyla, azrailin terkine uğratacağını bilemedim.
bilemedim sevdiğini 20 saatlik bir otobüs yolculuğuyla, dağlarla çevrili bir terör iline * gönderirken beden, ruh nasıl bir alevle tutuşacakmış bilemedim, gözyaşıyla söndürülmeye çalışılan ama asla sönmeyen bir alevle.
zaman herşeyin ilacıdır derler. her acı zamanla unutulmuştur çünkü. ama "zaman" hasret için çare değil büsbütün bir hançer. o kadar tuhafki,hem zamanın çarçabuk geçmesi gerekiyor ki o nedenle takvim yapraklarını daha gün başlar başlamaz kopardığımı farkediyorum. hem geçen günün karından çok zararı var. görmediğin günle özlem 1'e 1000 oranında ilerliyor çünkü.
keşke tek dert özlemek olsa.özlem en güzel yanı asker yolu beklemenin. asıl kötü olanı kahpe terörün, insan hayatına bu kadar zalim yaklaşışı. merak ediyorum polisin,askerin vs. ayağının altına döşedikleri o mayınla aldıkları o masum canlarının hesabı, kendilerine hiç sorulmayacak mı sanıyorlar? allahın adaleti, boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı o mahşer gününde hesabı eksiksiz soracaktır.
kara gecede, kara taş üzerindeki, kara karıncanın attığı adımı gören ve dahi o karıncanın ayak sesini işiten bir rabbin kullarıyız hepimiz. bunun farkında olan da hesaba çekilecek olmayan da. o herşeye gücü yetenin kullarıyız hepimiz. bu bilinçle sana hakkımı helal ettim sevgilim. seni alemlerin rabbine emanet ettim.
azrail pençesi gibi canımı son ucuna kadar çekip, orada, o can çekişme azabıyla azrailin terkine uğratsa da bu ayrılık, inananlar ümitsiz olamaz. ya bu dünyada ya ahirette kavuşacağım sana sevdiğim, allah izin verdiyse eğer.*