Bugüne kadar çıkartılan çoğu fosil tam bir iskelet halinde değildir. Ancak önemli ipuçları korunan kafataslarından ve omurgalardan elde edilmektir. Bunların olmadığı zaman ise moleküler biyolojinin ve kimyanın araştırma yöntemlerinden faydalanılır. Ayrıca son olarak bulunan ida fosili şimdiye kadar bulunan mevcut fosiller içerisinde en sağlam halde bulunanıdır. Canlıların mükemmelliği görecelidir. Kime göre mükemmel canlılardan bahsediyorsunuz? Kaldı ki bir canlının mükemmelliği onun doğal seleksiyon sayesinde hayatta kalabilmeyi ve üremeyi başarmış olmasını gösterir. Öyleyse nesilleri yok olmuş milyonlarca canlının fosillerinden ne gibi bir mükemmellik bekliyorsunuz. Tasarım yanılsaması canlıların sahip olduğu doğal seleksiyon başarısını bir yaratıcıya mal ederken acaba bu kadar mükemmel ve karmaşık açıklamaya sahip canlıların üzerindeki bir varlığın tasarımına ne gibi bir açıklama yapabilir. Ayrıca canlıların kusursuz olması gibi öznel bir çıkarımın bilimle ne gibi bir ilgisi olabilir. Bir çok kusuru olan ve hayatta kalabilmeyi başaran canlıların olduğu bilinmektedir. Bu yarım göz ve yarım kanatın işe yaramadığı indirgenemez komplekslilik savı ile çürütülemeyecek kadar bilimseldir.
Bugüne kadar sudan karaya çıkış, karadan suya dönüş, sürüngenden kuşlara ve memeliye evrim birçok fosil kayıtları ile gösterilmiştir. Harun Yahya gibi islam-hristiyan apolojistlerin saçma kitaplarıyla bu fosiller çürütülemez.
Bütün bu fosillerin bir sahtekarlık olduğunu iddia edenlerin Harun Yahya amcalarının daha bir yılan balığı ile yılanı ayırt etmekten ve sözüm ona eşsiz yaratılışa örnek verirken yapmış olduğu photoshoplu evrimin değişmez olduğu üçkağıtçılığını yaratılış atlası üzerinde kullandığı kanıtlarda 'kancalı' halde unutmasını nasıl açıklayabilirler ki. Herkesi kendileri gibi üçkağıtçı zannediyorlar sanırım. Fosilleri saklama konusunda araştırma yerine casusluk yapacak kadar ileri teknolojiye sahip bu yaratılışçı bilimbazlar neden kendi fosillerini ortaya sunmaktan çekinirler. (Lütfen photoshop ile olmasın; zira onu yaparken dahi kambriyen canlısı olarak sunduğunuz yassı solucan üzerinde 'balık kancası'unutuyorsunuz.
Evrim teorisi yalnızca big bang öncesi ve sonrası koşulların rastlantısallığını, dünyamızın ve canlılığın başlamasından sonra ise doğal seleksiyon yoluyla evrimsel determinizmi savunur. Kısaca büyük patlama sonrası dünyamız ilk canlılığın oluşması için gerekli dna ya da rna molekülünün oluşması için ender özelliklere sahip bir yerdir. Ayrıca lablarda yapılan deneylerle benzer ilk şartlarda ilkel moleküller yaratılabilmiştir.( Miller-urey deneyi/ilkel çorba).
Görüntüyü görmememiz, müziği duymamamız, ışığı görmememiz onların olmadığı anlamına gelmez. Ayrıca nöroloji alanında beynin nasıl işlediği ile ilgili birçok araştırma ve inceleme mevcuttur.
Her şeyi bir yaratıcıya bağlamakta sonsuz savurganlık gösteren bu hokkabazların Richard Dawkins ile yüzleşebilecek kadar taşaklarının olmadığı da açıktır. Zira kendisi de bu şebekleri dikkate almaz. Çünkü yaptıkları bilim değildir. Bu yazı da Kendisinin avukatı olarak değil, sadece evrimi savunan birisi olarak yazılmıştır.