kendisini lise yıllarımın sonuna doğru daredevil(2003) ile duyurmuştu şahsıma ilk kez. ben affleck ve jennifer garner'ın baş rollarinde olduğu filmde kabaca gözleri görmeyen bir adamın süper kahramanlık yapması konu olarak işleniyor ve o dönemler adı yeni yeni duyulan bir grup olan evanescence'in, bring me to life ve my immortal şarkıları filme kendince bir anlam katıyordu. bir detay da colin farrel, can verdiği karakter tam isabet ile antipatik oluveriyordu bir çok seveninin, takipçisinin gözünde*...
aradan geçen kısa zaman sonrasında the punisher(2004) ile karşımıza çıkan şirket iyiden iyiye film zevklerimizde yer ediniyordu kendisine. intikam üzerine yapılmış en sağlam filmlerden biri olarak arşivlerimizde yer edinen film kanal d yapımın girişimleri ile türkçe dublajı ile "infazcı" adı altında hayatımıza giriyor ama alt yazılı izlenmesi şiddet ile tavsiye ediliyordu şahsımız tarafından. **
bunun için bir sebep:
kahramanımız frank castle'ın, eşi ve oğlu, kötü adamlardan kaçarken eş kişisi bir evin kapısını yumrukluyor ve "heeeeeeelp" diye inliyordu resmen. insanın içine işleyen, o havaya sokan feryat türkçe dublajda öyle bir hal alıyordu ki aynı sahnede, ilgili hanım kişimiz kısık ve akşam yemeğini ocakta unutmuş ev kadını telaşı ile "yardım edin" diyordu.*
derken 2007 yılında nicolas cage'in oyunculuğu ile ghost rider çıkıyordu karşımıza. eva mendes hayranlığını bir kenara bıraktığımızda dahi bu filmi izlemek için elimizde çok sağlam gerekçelerimiz olduğunu görüyorduk... şeytan ile yapılan bir anlaşmanın üzerine kurgulanmış filmler arasında ayrı bir yeri oluyordu bu filmin. peter fonda ise öyle bir şeytan canlandırıyordu ki allah affetsin bir an inanasım geliyordu filmi izlerken bu adamın iblis olduğuna...
yıl 2008 olduğunda ise iron man insanlara hayatın gerçeklerini çizgi romanların kurgu kıvamında anlatıyordu resmen... bir an oturup da düşünmek için fırsat veriyor ve gerçek anlamda hayal kurmaya sevk ediyordu insanları. "bir şeyler yapmalı" diyorduk film bittiğinde her ne kadar robert downey kadar olmayacağımızı bilsek de, yapılabilecek her şeyin rant kurbanı olacağına inansak da...
bu şirketin bir çok farklı hayatta, bir çok farklı şekilde yer aldığını söylemiştik... bilmem tek başımıza mı böyle düşünüyoruz ben ve kendim?