yavuz sultan selim bebelik zamanında beri yerinde duramaz heyecanlı bir gençti. e şehzade olarak da anadoluda sancak beyliği yaparken kanı deli akar doğru durmaz.bir delilik yapacak illa, tutmuş bir derviş kılığında tebdil-i kıyafet iran'a varmış tek başına.
fars ilinde o dönem satranç derler bir oyun türemiş tebaadan tutun da şah'a kadar herkes oynarmış. bizim şehzade selim de ustaca oynarmış bu oyunu. iran'a varıp bir handan diğerine gide gide ünü şah'a kadar gitmiş.
e şah da dişine göre bir rakip bulmakta zorlanırmış. bu rumi dervişin adını duyunca çağırın gelsin bir de benimle oynasın demiş.
şehzade selim en sonund aşah'ın karşısına çıkmış bir derviş olarak.
başlamışlar satranç oynamaya. şah kısa sürede yenmiş derviş selim'i. ama onca methini duyduğu adamın böyle kolay yenilmeyeceğini bildiğinden bir oyun daha oynamak istemiş. bu sefer de selim çok kısa sürede mat etmiş şah'ı.
bunun üzerine şah sinirlenmiş e delikanlı dedik ya başta selim'in de dili durmamış cevabını vermiş. herkes iyice sinirlenen şah'In derviş selim'in kellesini kopartacığını düşünürken şah okkalı bir tokat geçirmiş. sonra da verin bir kese altın gitsin diyerek kovmuş.
tam kapıdan çıkarken yavuz'Un
sanma şahım herkesi sen sadıkane yar olur
herkesi sen dost mu sandın belki ol ağyar olur
sadıkane belki ol cihanda bir serdar olur
yar olur ağyar olur serdar olur dildar olur
dediği ve o tokadı hatırlamak için kulağına küpe taktığı söylenir. ve hatta kulağına küpe olsun deyiminin de buradan geldiği yine bu rivayetler içindedir.