insan ile müslüman kıstaslaması yanlış bir önermedir.keza insanın allahın amir hükümleriyle kendini disiplin etmesi, müslüman sıfatını almasına delalet eder.
müslümanlar esasen allaha teslim olmakla esir değil,bizatihi özgür olurlar.çünkü allahtan korkan hiçbir şeyden korkmaz,beşeri düzenlerinin uydurmalarına yalakalık etmez ve domalmaz.
şüphecilikten dinsizliğe giden akıl,allahsız olabileceği gibi,allahsız iken müslüman olmanında anahtarı olabileceği gözetilmelidir.
dini kaygıların olduğu ebeveynlerin sülbünden gelmek, herne kadar dışardan allahın kıyağı olduğu farzedilse de,işler hep böyle gelişmemektedir.keza dine sonradan merak salmış,son nefesimden sonra gözüm toprağamı akacak,götümü böceklermi yiyecek? diye tedirgin olan her cüzi irade sahibi beyin,mevcut müslümanlardan daha sağlam düşünebilmektedir.
allahın adil sıfatı bize öğretilen adaletten bambaşka bir şeydir.keza damarlarda dolaşan kanında sahibi olduğu gibi,sana da sahiptir.o halde her boku öğrenmeye azami gayret gösterdiğimiz kadar,mensubu olduğumuz dinin de kaideleri öğrenmek, kulun kulluk borcudur.
yazı iyi bir iletişim aracı değildir.merak edilen konular samimi müslümanlara, dokunma mesafesinde bulunarak sorulup öğrenilebilir.