1) "inandıktan sonra değiştirilip değiştirilmemesinin çok fazla önem arzetmediği sebeplerdir." gibi bir tanım yapmış. Bu tanım çok güzel bir tanım gibi görünse de aslında içeriğinde ciddi bir karanlık barındırıyor!
Şöyle ki: Geçmişten geleceğe, islam'a düşman olan insanların, müslümanları suçladıkları başlıca konulardan biri de: "inandıklarına körü körüne inanmak" meselesidir. Oysaki bilinçli ve şuurlu müslüman inandığı değerleri araştırır, sorgular ve aklına yatıyorsa iman eder! Bizler şuurlu müslümanlar olarak "Kur-an'ı Kerim değiştirilmiştir" suçlamasını araştırır ve "değiştirilmediğini" ilk entryde olduğu gibi ispatlarız ve öyle "körü körüne" inanmayız! O sebeple de "inandıktan sonra önemli değil" saçmalığına kapılmayız!
2) "değişmediğini kanıtlamaya çalışmak, öncelikle kanıtlamaya çalışanın bu sebeplere pek inanmadığının göstergesidir" diyor dostumuz. Emin olun böyle uçuk ve saçma bir yargıya ulaşabilmek nasıl bir zihnin ürünüdür merak ettim doğrusu. Bu çarpık düşünceye göre: "Bir insanın namusuna iftira atıldığı vakit, o kişinin kendisini temizlemeye çalışması, aslında namussuz olduğunun göstergesi oluyor" böyle çarpık, böyle akılsızca bir varsayım nasıl bir hezeyandır anlamış değilim!
Kur'an-ın Değiştirildiğini iddia edenler varsa -ki var- değiştirilmediğinin ispatlarını ortaya koymak her müslümanın görevidir! Müslümanlar, iddiacıları tatmin etsin diye cevaplamazlar! Müslümanlar, araştırmaya vakti ya da merakı olmayan diğer müslüman kardeşlerinin, bu iddialar karşısında kafası karışmasın diye cevaplar ayrıca ,iddia sahiplerine de kapak yaparlar! Müslüman ezik ve zavallı değildir! Müslüman Fetih Suresi 29. Ayette Rabbimizin bildirdiği üzere: " Muhammed Allah2ın elçisidir ve O'nun safında olanlar hakkı inkâr edenlere karşı kararlı ve ödünsüz; birbirlerine karşı ise çok merhametlidirler..."
3) Kardeşimizin bir başka boş iddiası: "gariptir ki bir hristiyan veya musevi'nin böyle bir takıntısı ve telaşı yoktur." Kardeşimize acilen Hristiyanlığın tarihini defalarca kurulan konsülleri okuyup araştırmasın ve cahil kalmamasını tavsiye ederim. Ayrıca Yahudiliği ve mezheplerin ayrışma noktalarını, Tevrat'ın aslında kaç kitaptan oluştuğunu ve Tora bölümü dışında neden çok ciddi eleştrilere maruz kaldığını araştırmasını tavsiye ederim.
4) Bir başka iddiası ise: "müslümanların bu sebeplerde hassasiyet gösterip hezeyana kapılmaları ister istemez kur'an-ı kerim'in değişip değişmediği konusunda şüpheye yol açar." Bu iddia da "müslümanlar körü körüne inansınlar yeter" demekten öte birşey değildir! Aslında iddia edildiğinin tam tersi bir durum söz konusudur! Zira Müslümanlar'ın kendilerine atılan iftiralardan kaçmalarına herhangi bir sebep yoktur! Zira korkacak, şüpheye düşecek bir durum yoktur ortada! Örneğin, benim evimde kaşıkcı elmasından daha değerli bir elmas var olsa, sen desen ki: "_sende öyle değerli bir taş yok" Burada: 1. Ben elimdekinin farkındaysam şüpheye düşmem! 2. Beni sevenlerin de şüphelenmemesi için o elması çıkarır senin gözüne sokarım, ki hem sevenlerim doğru sözlü olduğumu anlasın, hem de o elmas sana kapak olsun!
5) Son olarak diyor ki: "demem o ki değişse de değişmese de milyarlarca inanırı vardır ve önemli olan da budur." Diyoruz ki: "Hayır efendim! Önemli olan islam'ın üzerine örtülmeye çalışılan karanlık örtüye engel olunarak, bilinçli ve şuurlu müslümanların yetişmesini sağlamaktır!" Peygamber efendimize 1 ve 2 akabe biatları için gelen müslümanlara Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir efendilerimizn dediği gibi diyoruz: "Ey iman edenler, neye iman ettiğinizi iyi biliniz! Bu yolda dert var, sıkıntı var, çile var! Lakin sonunda cennet var, resulullah'a komşuluk var, cemalullah'ı görmek var!"
Son söz: Kur-an'ı adam gibi okuyan kişi görür ki, Allah neredeyse 3-5 ayette bir insanın aklını kullanmasını, şuurlu ve sorumluluğunun bilincinde hareket etmesini, düşmanlarının silahıyla silahlanmasını, her an teyakkuzda ve hazır bulunmasını, inandığı değerlerin tebliğcisi ve irşadcısı olmasını emreder! Biz müslümanlar da bu emirleri yerine getirmeye gayret ederiz! Vesselam!