beyler bayanlar!
o geyik adamın, o "fuck it all man" görünümlü rapçinin altında kocaman bir kalp var! belki ten rengiyle başa baş bir renk tonunda son zamanlarda, ama açılacak rengi! kahverengi olacak önce, sonra lacivert, mor derken kırmızı... gökkuşağının renklerini tekrardan göreceğiz sende, o ışıltıyı göreceğiz, gözlerimizi kamaştıracaksın eskisi gibi!
tanışalı bir yıl olmuş. ilk zirvemi dün gibi anımsarım. en çok tanışmak istediğim kişilerdendi thug. zirvede tam karşıma düştü. lakin pek bir suskundu. sonraki zirvelerde telafi ettik. kendisi en başından beri aynıydı;
sevmek istedi, bağlanmak, ait olmak, sahiplenmek.. yüreğini koydu ortaya, kendini koydu. vazgeçmedi. her güzellik gibi bunun da biteceğinin farkındaydı belki; ama bunu kabullenmek istemedi, korktu.. kaçamadı bundan, korktuğu başına geldi.
thug!
bilmem bunu kaç bininci kez duyuyorsun ama hayat hiçbirimizin istediği gibi gitmez. unut, demiyorum. unutamazsın. zaten insan yaşadıklarını nasıl unutur?! sadece yokluğa "alışırsın". işte sihirli sözcük: "alışmak".
hayatımda gördüğüm en dürüst insanlardan biri, şu aralar nadir bulunan iyilikte insan, thug! herkesi kendin gibi belleme thug! tökezlersin, düşersin!
kalbin kanar, kalkamazsın!
çırpınmayı bırakıp doğrulmaya çalış thug'ım, hayata bak..
o hayat dolu insanı istiyorum, o her anında insanı güldürebilen thug'ı istiyorum. yapbozun eksik, mozaiğin kaybolmuş parçası gibisin, dönüp bütünü tamamlamalısın!
her yönüyle birbirimizden farklıyız seninle. birkaç ay önce dürüstlük ve doğallık özelliklerimiz dışında bir ortak özelliğimizi daha keşfettim.
ben de diyordum neden hemen kanım ısındı bu zenciye!
meğerse aynı gün doğmuşuz!
