soner yalçın

entry322 galeri video2
    52.
  1. taha kıvanç çok sağlam ayar vermiştir buna. fazla konuşmaya ne gerek var, işte o yazılardan alıntılar ve linkleri.

    --- alıntı ---

    tarihten, belge ve bilgilerin nasıl değerlendirileceğinden habersiz bir tarihçi tipi türedi, her yazdığı 'en çok satanlar listesi'nde en başlarda yer alıyor. kimi her yıl koca bir cilt çırpıştırıp ortalığa salıveriyor; yazdıklarını eklerle çoğaltan, cür'etini her hafta bir koca gazete sayfası yazıyla okur karşısına çıkmaya vardıran bile var...

    (...)

    tam umutsuzluğa düşmek üzereydim ki, y. hakan erdem'in 'tarih-lenk' adlı kitabı (doğan yayıncılık) ile karşılaşıverdim. tarihî arka-planı olan kitab-ı duvduvani ve unomastica alla turca adlı romanları da bulunan bir bilim adamı hakan erdem; osmanlı sosyal hayatı ve hukuk sistemiyle ilgili alanlarda araştırmalar yapan bir tarihçi.

    (...)

    ben en büyük keyfi, zamanımızın en cüretkâr pop tarihçisinin 'efendi 1' ve 'efendi 2' başlıklarıyla yazdığı metinler eleştirilirken aldım. pop tarihçinin kendisini korumak ve kollamakla görevli pop gazeteci ve pop televizyoncuları da var; şimdiye kadar nasıl olsa pek az kişi 'tarih-lenk'ten haberdar etti diye ses çıkartmamışlardır. hakan erdem'in kitabı geniş kitlelere ulaşsın, kulübelerinden çıkıp tanıtanlara ve yazara saldırdıklarını görürsünüz...

    yazar hakan erdem, 'efendi' kitapları için 'popüler tarihlerin efendisi' sıfatını kullanıyor...

    eleştiri adına ne yaptığını şöyle özetliyor: "burada, (..) 'fesat teorisi' kuramlarını 'tarihe' nasıl uyguladığından, ilhamını nereden aldığından, 'değilim' diye diye nasıl antisemitizm yaptığından, şeytana hayret ıslıkları çaldıracak olmadık nedensellikleri nasıl kurguladığından söz edecek değilim. burada (..) 'bariz cehalet ve bilgiçlik' başlığı altına girecek ne varsa onlardan söz edeceğim."

    bu girişten sonra 'efendi'den aktarılan paragraflara getirilen eleştiriler o kadar zehir zemberek ki, pop tarihçinin yerine kendimi koyduğumda, "herhalde insan içine çıkmazdım" diye düşünüyorum. sonra aklım başıma geliyor: 'pop tarihçilerin efendisi' zaten insan içine çıkabilen biri değil...

    bölümü o kadar keyifle yazmış ki yazar, en öldürücü satırları okurken bile kahkaha atmaktan kendimi alamadım.

    en iyisi kitabı alıp okuyun; zahmetinize fazlasıyla değecek.

    --- alıntı ---

    http://yenisafak.com.tr/y....01.2009&y=TahaKivanc

    alıntılara devam ediyoruz.

    --- alıntı ---

    esinlenen esinlenene...

    ne yapayım, kulis'i bütünüyle okurlara mı bırakayım? önceki gün çatısını yeni şafak ankara bürosu'ndan behçet güngör'ün oluşturduğu bir kulis okudunuz; bir okur da, o uygulamadan esinlendiğini de bildirerek, kulis yazımına tâlip oldu.

    hürriyet pazar ekinde "ve james bond istanbul'da..." başlıklı bir yazıyla karşılaşmış okur... sonrasını anlatıyor: "okudukça 'ben bunu daha önce okumuştum' hissine kapıldım. google'a "taha kıvanç, james bond, istanbul" yazıp verilen linke gittiğimde "bingo": 9 eylül 2005 tarihli kulis...

    siz yazıyı, "6-7 eylül'de 'ingiliz parmağı' var idiyse, olayların başlamasında o sırada farklı bir kimlikle istanbul'da bulunan 'mı6 ajanı' ıan fleming herhangi bir rol oynamış mıdır? bana hoş bir senaryo gibi geliyor... ya size?" sorusuyla bitirmişsiniz; hürriyet'in pazar günleri tam bir sayfayı ayırdığı yazarı ise şu kanaatte: "ıan fleming'in olaylarda ne derece rolü var bilinmiyor."

    en iyisi karşıklı okumak... ilkin dört yıl önceye ait kulis'ten birkaç paragraf:

    "6-7 eylül olayını doktora tezi konusu seçen dilek güven'in en keskin tespitlerinden biri, olayda 'ingiliz parmağı' bulunduğu... bu tespitini olayın öncesi ve sonrasında dillendirilen görüşlere ve tepkilere dayandırıyor... ağustos 1954'te, atina'daki ingiliz büyükelçiliği, 'şimdi iyi görünse de, türk-yunan ilişkileri küçük bir şok ile bozulacak kadar yüzeyseldir' görüşünü merkeze iletirken 'sözgelimi, selanik'teki atatürk evinde meydana gelecek küçük bir tahribat ilişkilerin sonu olur' örneğini vermiş... (..)

    lâfın burasında durup, size, ingilizler'in bu 'oyunu' nasıl sahneye koymuş olabilecekleriyle ilgili senaryomu aktarmamı ister misiniz? (..) adeta bir 'james bond' filmi gibi... aslına bakarsanız, benim senaryomun göbeğinde, 'james bond' filmlerinin üzerine oturduğu romanların yazarı ıan fleming var... hatta şöyle de diyebilirim: '6-7 eylül'de gerçekten 'ingiliz parmağı' var idiyse, o parmak, muhtemelen ıan fleming'in parmağıydı...'

    ıan fleming'in sonradan filme de alınmış james bond romanlarının en ünlüsü 'from russia with love' (rusya'dan sevgilerle) kısmen istanbul'da geçer. 6-7 eylül olayından sadece iki yıl sonra (1957) piyasaya çıkan (..)

    fleming'in istanbul ilgisi esas mesleğinden gelmektedir. ıan fleming, james bond romanlarında sergilediği türden bir meslek hayatına sahiptir çünkü; casustur... kaynaklar, ingiliz casusu fleming'in, 6 eylül 1955 günü istanbul'da bulunduğuna işaret ediyor. her casusun başka bir ülkede bulunma bahanesi ve kendini gizlediği bir kisvesi vardır. ıan fleming 'interpol mensubu' kimliğine bürünmüştür ve interpol toplantısı için istanbul'da bulunmaktadır...

    "benim senaryom" diye söze başladığım için yazdığımın hayal ürünü olduğunu sanmayınız. 1908 doğumlu ıan fleming, 1939'dan öldüğü 1964'e kadar, ingiliz mı6 (dış istihbarat) örgütünün önemli elemanlarından biriydi. romanlarında kullandığı james bond karakterinde kendi hayat öyküsüyle paralellikler bulunduğu bilinir. fleming gerçekten de 6 eylül tarihinde istanbul'daydı ve olayları baştan sona izlemişti.

    bunu nereden mi biliyorum? sefa kaplan hürriyet'te dört yıl önce bu olaya değinmişti oradan biliyorum, bir. ikincisi de, ingiliz sunday times gazetesine "istanbul'da büyük ayaklanma" gözlemini sıcağı sıcağına yazan kişi fleming'ti. interpolcu kisvesiyle geldiği istanbul'da toplantıyı ektiğini ve yağmalama sırasında beyoğlu'nda olduğunu hiç inkâr etmemiştir ıan fleming..."

    şimdi de dünkü hürriyet'teki yazıya göz atalım:

    "ingiliz gizli servis ajanı 'james bond' adlı karakteri ortaya çıkaran yazar ıan fleming idi. / popüler edebiyatın tanınmış ismi ıan fleming, aynı zamanda ingiliz istihbarat örgütü mı6 ajanıydı. üst düzey görevlere kadar yükseldi. / aynı zamanda gazetecilik de yapıyordu!

    ıan fleming, nam-ı diğer james bond, 6-7 eylül gecesi neredeydi biliyor musunuz: büyük olayların yaşandığı beyoğlu istiklal caddesi'nde! (..)

    devam edelim: ınterpol toplantısı için istanbul'a gelen fleming toplantıya hiç katılmadı. açıklaması şöyleydi: '15 dakika katıldım, sıkıldım; seccade almak için dışarı çıktığımda olaylar meydana geldi!'

    6-7 eylül olaylarının hemen ertesi günü ingiliz sunday times gazetesi'nde 'istanbul'da büyük ayaklanma' başlığıyla manşet haber çıktı. haber tümüyle görgü tanıklığına dayanıyor ve olaylar neredeyse naklen anlatılıyordu. / haberde imza yoktu. / haberin üslubu 'gazeteci' ıan fleming'e benziyordu!

    ve iddiaya göre fleming istanbul'a, atatürk'ün evinin bombalandığı selanik üzerinden gelmişti.

    ıan fleming'in olaylarda ne derece rolü var bilinmiyor."

    okurun son notu şu: "hadi malum sebepten kulis'e atıfta bulunmadı, niye aynı gazetede konuyu çok önceden ele almış sefa kaplan'ın adı kaynak olarak geçmiyor?

    --- alıntı ---

    http://yenisafak.com.tr/Y...?i=15221&y=TahaKivanc

    gazeteciliğin, tarihçiliğin nasıl yapılmasına dair bir ayar da bu yazı da almıştır.

    --- alıntı ---

    pazar günleri hürriyet'in tam bir sayfasını işgal eden kişinin 'ilham kaynağı' konusunu sorgulayan okur yazısı muhatabın tepkisini çekti. hem de ne tepki! böyle küfürlü yazıları okurken yüzüm kızarıyor. "bu yazar nereden esinlenmiş?" merakıyla yola çıkan okurun adını iyi ki vermemişim.

    küfür rahatlatır, ama küfür edenin 'haklı' çıktığını hayatımda hiç görmedim. kendi hesabıma ben, yazıp söylediklerime küfürle mukabele edenlerden daha da huylanırım. "acaba hangi açıklarını kapatmak için küfüre sarılıyorlar?" diye düşündüğüm için...

    konumuz 6/7 eylül'de (1955) ingiliz parmağı ve james bond romanlarının yazarı da olan ingiliz mı6 casusluk servisinden ıan fleming'in tam da o tarihte istanbul'da ne aradığı... hürriyet'teki yazının ana gövdesini bu iddia oluşturuyordu, ama yazar iddiayı nereden aldığına dair hiç renk vermemişti. okurum, 2005 yılında çıkan bir kulis'te hürriyet'ten safa kaplan kaynak gösterilerek aynı konunun işlendiğini görünce kaleme sarıldı. yazdığını burada yayımladım.

    yazarı küplere bindiren de bu... "ben referans vermem arkadaş" dese, kimseye bir söz düşmeyecek... ancak, o öyle yapmıyor, iki karşı argüman sürüyor ortaya: "ben google kullanmam; o sebeple taha kıvanç ve safa kaplan'ın yazılarından haberdar değilim..." bir de "ıan fleming'in 6/7 eylül 1955 tarihinde istanbul'da olduğuna dair başka kaynaklarım var..."

    iki kitap ismi veriyor: brendan o'malley ve ıan kreig'in 'the cyprus conspiracy' ile makarios druşotis'in 'karanlık yön eoka' adlı kitapları...

    böylece hayatının yanlışını yapıyor... kitaplar benim özel ilgi alanıma giriyor çünkü...

    druşotis'in kitabı, tahmin edileceği üzere, yazısının diğer bölümleriyle ilgili; ancak okurumun açtığı polemik, 6/7 eylül olaylarında ingiliz parmağı ve james bond yazarının o günlerde istanbul'da bulunuşuna dair...

    cevabının "lütfen okumadınız ise yazdığım bu yazıyı mutlaka okuyunuz. ingiltere diplomasisinin ve ingiliz gladio'sunun neler yaptığını okuyup, iki halkın nasıl birbirine düşman edildiğini görünüz. / evet diyorum ki, 6–7 eylül meselesine bir de bu açıdan bakınız. / hayır, 'birileri' o açıdan bakılmasını istemiyor. tüm pis işleri kemalist cumhuriyet türkiye'sinin üzerine yıkarak rejim değiştirmek istiyorlar" bölümünü okuduğunuzda, "6/7 eylül'ün ardında ingiliz istihbaratı vardı" tezinin ilk kez kendisince ileri sürüldüğünü sanıyorsunuz.

    "6/7 eylül'de ne oldu" başlığını taşıyan dizimin üçüncüsünde bu teze ağırlık kazandıran yönleri burada aktarmıştım. konuyla ilgili en etraflı kitabın yazarı dilek güven'in 'tespitlerinden birinin bu olduğunu' özellikle belirterek...

    cevabın en vahim tarafı 'the cyprus consiracy' kitabını ıan fleming'in istanbul macerasına kaynak göstermesi... belli ki kitabın adı ('kıbrıs komplosu') bu atmasyona sürüklemiş kendisini. 1999 tarihli 268 sayfalık kitabın indeksinde ıan fleming veya james bond adlarına rastlanmıyor; istanbul iki yerde (s. 23, 62) geçiyor... yazarlar sayfa 62'de 1958'deki olaylara ve kıbrıs mitinglerine değiniyor; 1955 6/7 eylül olaylarını kısaca özetleyen sayfa 23'te ise james bond veya ıan fleming adı geçmiyor...

    google'a bakmayan ve bende bulunmayacağını sanarak ilgisiz kitabı kaynak gösteren biri için ne diyebiliriz?

    aslında onun için denilecekler ciddi bir tarihçi olan doç. hakan erdem tarafından denildi, hem de fazlasıyla... doğan kitap'tan kısa süre önce çıkan 'tarih-lenk' adlı ve alt-başlığı 'kusursuz yazarlar, kâğıttan metinler' olan eserde önemli bir bölüm 'popüler tarihlerin efendisi' diye tanıtılan hürriyet'in pazar yazarına ayrılmış (s. 108-128).

    hakan erdem kitaplarını didik didik ettiği yazarı kendisini eğlendirdiği için tebrik ediyor. bir de şunlar için: "yığılan onca rabıtasız, ilintisiz 'olguyu' ve 'bilgiyi', akıl yürüterek, akıl koşturarak, yorumlayarak yavanlıktan, sıradanlıktan kurtaran; kaynakları yetmediğinde allah vergisi hayal gücünü devreye sokan; sadece tarih değil, coğrafya, sosyoloji, dilbilim, etimoloji, antropoloji, sayın sayabildiğiniz kadar bir sürü disipline unutulmaz katkılar yapan..." böyle birine kaynak sorulur mu hiç!

    o küfürlerine devam etsin; benim derim kalındır...

    --- alıntı ---

    http://yenisafak.com.tr/Y...?i=15255&y=TahaKivanc
    0 ...