çok samimi arkadaşlarınızdan birinin dedesi ameliyat olur. ameliyat esnasında hastaya 7 ünite kan verilmiştir. hastanelerdeki uygulama yüzünden 14 ünite kan bağışı istenmektedir. arkadaş benide arar. hal hatır sorma muhabbetinden sonra durum anlatılır. kan verebilir misin diye sorar. canınızı vereceğiniz insandır. düşünmeden kabul edersiniz. hastaneye doğru yol alınır.
hastaneye gidilir, diğer arkadaşlarda hastanededir. kan vermektedirler. kan bağış formu doldurulur. kan bağış odasına girilir. hemşire rütin kontrolleri yapar. Ama bu esnada iğne fobim su yüzüne çıkmış korkudan üç buçuk atmakta olan bünyemin tansiyonu yüksek çıkar. hemşire biraz gez gel tansiyonun düşsün der. biraz çıkılır gezilir tekrar odaya dönülür. tansiyon hala yüksektir. biraz daha gezme talimatı alırsınız. gezer gelirsiniz tansiyon daha yüksek çıkmıştır. hemşire biraz daha bekle der. bu esnada samimi arkadaşlardan biri daha kan vermektedir. onun yanına gidilir. rahatlamak için hal hatır sorulur.
tam bu esnada gözler arkadaşın kolundaki çiviye kayar. evet çiviye. zira ona iğne demeye bin şahit ister. sanırsın çiviyi dayamışlar kola arkasından çekiçle vurmuşlar. neyse çivi incelenirken çivinin üstünde kalan arkadaşın deri parçası fark edilir.
v: lan çivide deri parçan var olum.
a: hangi çivide lan?
v: iğnede yani.
a: nerede lan?
arkadaş iğneye bakar deri parçasını görür. akabinde arkadaş tekrar kafayı geri atar. ama gözler yavaş yavaş kaymaktadır. bu esnada bir alet ötmeye başlar. hemşire koşarak gelir. çivi setini söker. arkadaş bayılmıştır. 10 dakikalık çaba sonrasında kendine getirilir ve dışarı çıkarılır. tam bir ünite kan alınamadığı için bağış iptal edilir.
bunun verdiği utanç ile kan vermek zorunlu hale gelmiştir. tekrardan tansiyon ölçülür ve hemşire tamam tansiyonun normal der. sedyeye beni yatırırlar. hemşire çivi setini dolaptan çıkardığı an heyecan basar. çivinin kapağı çıkarıldığında ise soğuk terlerin göt çatalından süzüldüğü hissedilir. hemşire bir anda elindekileri atar ve bana doğru koşar.
gözler açıldığında kafanızın üstünden size bakan 4 kafa görülür. olay sorulmaya cesaret edilemez. bayılmışınızdır. hem kendiniz kan verememiş, hem veren insanı bayıltmışınızdır. ardından yemek yemeye gidilir. dedesi ameliyat olan arkadaş hepimize yemek ısmarlar. yaptıklarının altında kendinizi suçlu hissetmektesinizdir. ardından rahatlatan cümle gelir:
a: o 14 ünite kan nasıl olsa bulunur. ama aradığınız an işini gücünü bırakan sizin gibi arkadaşlar bulunmaz. çok teşekkürler. iyiki sizler gibi arkadaşlarım var. ****