bir insanın şahsi haklarını anayasayla,mahkemelerle garanti altına alma uğraşını (aslında boşadamlığını)ne şekilde işlediği az çok ortada olan bir zihniyetle ifa etme davasında olan kemalist elitleri ifrite dönüştürecek sözlere sahip öğrencidir.ülkenin selametini atatürk odaklı zorunlu saygıya koşullayan ve ataürkçülüğü demokrasiye önceleyen bir mantığın karşısına geçip atatürk anamız,atatürk babamız,o bizim her şeyimiz deyin,onların canları ciğerlerisinizdir.bu cümlecikleri sarfeden sizin, atatürkçülük öğretisiyle aranızdaki kovalent bağın kalitesi, atatürkten bahsederken bir putperestin huzzadan,menattan bahsetmesi seviyesinde manevi efor sarfetmeniz gerekmektedir.bu tarife uyan insanın atatürkperestler tarafından makul insan olarak tanımlanmaması mümkün değildir.
mesela,düşünce özgürlüğünden bahsediyorsanız yada demokrasi diyorsanız ve bu iki ulvi kavram için canhıraşare uğra içerisindeyseniz bile bu mefhumlar uğruna dile getirdiğiniz şeyler içinde, kıyısından köşesinden atatürk ismine izafe edebileceğiniz bir argümanınız yoksa, demokrasi ve düşünce özgürlüğü başınıza bela olur,anında liboş,komünist,dinci gibi aşağılamalara maruz kalırsınız.
bir ülkede x e hakarettten dava açılması bir klasik ve örnek teşkil edecek düzeyde canlılığını koruyorsa o ülkede despotizm var demektir.o beni kurtardı ben de onu koruyayım kafa yapısının merkezinde, kurtarıcı üzerinden geliştirilen tanrısal şahsiyetin eklenmiş özelliklerinden kurtulamama sorunsalı mevcuttur.kurtarıcıdan kendilerini kurtaramayan insanlar aslında kurtulmuş sayılmazlar.bundan keyif alanların durumu ise daha vahimdir.mesela diyorum,o çocuk,bu çocuk,ben,sen,o,bu,atatürk hakkında normal karşılanmayacak cümleler sarfetsek atatürk ne kaybedecek?düşünüyorum...hiç?
hele ki,türkiye savcı ve hakimlerine sorulan;devlet mi bireyin özgürlüğü mü? sorusuna, devlet cevabının, bireyin özgürlüğü cevabından 2 buçuk kat fazla olduğu bir ülkenin fetişizm sınırlarını düşünmeden bu konuda sorunsuz bir değerlendirme yapmak asla mümkün olmayacaktır.yıllardır tapılası bir obje haline getirilen atatürke saygı adı altında insanlar tokatlandı,hapse atıldı,cezalandırıldı,kınandı,ideolojileri yerden yere vuruldu;fakat ne atatürk atatürklüğünden bir şey kaybetti,ne de ona karşı geliştirilmesi istenen saygı toplumda homojen bir yer edinebildi.
bir şeyin her zaman taraftarları ve sevmeyenleri vardır,olmalıdır.ne taraftarlarının olması o şeyin yada kişinin kusursuz olduğu anlamına gelir ne de sevmeyenlerinin olması onun hakkındaki olumlu düşünceleri alt edecek bir hüviyete dönüşeceği korkusundan mütevellit cezai yaptırımlar,antipatiyi muhabbete dönüştürür.atatürkü sevmeyen insanın cezalandırılamsı, sözkonusu insanın atatürkü sevmemesinde haklı bir sebebin olduğu telakkisine dönüşebilir ayrıca.atatürk yerine düşünmek,onun yerine karar vermek ise ne mahkemenin haddidir ne de başka bir mekanizmanın..