belki geç kalmış bir nesildi.
takım tutar gibi sevdiği şeyleri ötekiler ve sevdiklerim diye kategorize etmeye o zaman başlamıştık. başlamışlardı. bir karşı duruştu metallica dinlememek, çok şey kaybettirdi mi, bilemiyorum. lakin o zamanlar da bildiğim, hala da üzerinde düşündüğüm bir şeyin; severken öbürkünü yerin dibine sokmak, yermek ritüelinin bana göre olmadığıydı.
gözlerinin altına simsiyah kalemler çeken, gömleğinin içine hep siyah t-shirtler giyen kızı akmar'daki gençlik rezaletinden kurtarmaya çalışırken de melek olmak değildi amacım, ingilizce öğretmenim tarafından o şekilde lanse edilsem de... bir de o zaman öğrendim başkalarının hayatını ne kadar iyi niyetli olsan da kurcalamamak gerektiğini. o kız bana hep soğuk davrandı ondan sonra. üzüldüm.
bütün bunlar metallica yüzünden mi olmuştu, hayır.
dinledik elbet. hiphop sevenlerden nefret etmeden, onun da bir renk olduğunu bilerek.