dinin bir buyruğu, kimilerine göre de bir dayatması olan kapanma eylemi ve bu eylemde kullanılan başörtüsü/türban ile özgürlük söylemlerinde bulunma eylemidir. çelişen ve ilginç olan kısım ise, kişinin dinin buyruğunu sorgulayamazken anayasal zorunlulukları sorgulayabiliyor olmasıdır. ve bunun adına da özgürlük mücadelesi demektedir. inandığın din seni kadın olarak ikinci sınıf insan haline sokmuş, erkeklerin nefsini baştan çıkartan bir olgu haline getirmiş, sana her türlü yasak, zorlama ve baskıyı uygulamış, sen sırf din bir tabudur diye bunları sorgulamamışsın, ataerkil toplumdan geldiğin için erkeklerin nefislerini konrol etmeleri yerine senin kapanmanı zorunlu tutmalarını sorgulayamamışsın sonrasında toplumsal düzenin ve yaşamın temel taşı olan anayasanın koyduğu kural ve kısıtlamaları eleştirip "hani nerde eşitlik? hani benim özgürlüğüm nerde?" söylemlerine girmişsin. haklısın, eşitlik olmalı, din, dil, ırk ayrımı olmadığı gibi kıyafet, düşünce, yaşam tarzı bakımından da ayrım yapılmamalı. ancak ilk başta din bu eşitliği yapmamış, kadını erkekten aşağıda tutmuş, bütün baskı ve yaptırımları kadına uygulamış, erkeği egemen kılmış sen buna sesini çıkarmamışsın, neden diye soramamışsın, sonra da bir başörtüsü için "eşitlik, özgürlük" diyerek ortalığı ayağa kaldırmışsın. eğer gerçekten aile veya din baskısı olmadan, kendin olmak istediğin için bu haldeysen, senin özgürlüğün için sonuna kadar mücadele verir bu millet. ve sen bu özgürlüğünü sonuna kadar yaşarsın.