pembe dizilerin bağımlılık yaratması

entry1 galeri
    1.
  1. pembe dizilere olmadık hakaretler eden insanların bile bir iki bölüm sonra dizinin sadık takipçisi haline gelmesine sebebiyet veren etkidir. özellikle latin amerika menşeili dizilerde görülür.

    kesinlikle ama kesinlikle psikologlar tarafından incelenmesi gereken bir fenomendir efendim bu. diziyi ilk bölümden itibaren izlemenize gerek yoktur. rastgele bir bölümden başlasanız bile aynı etki oluşur bünyede.

    tamam kabul ediyoruz, meksika menşeili pembe diziler, bu milletin amına koymuştur. doğrudur. hatta bizi en az 20 yıl geri götürmüştür.* ama bu dizilerde bir hipnotizma olayı vardır birader.

    bendeniz şu sıralar televizyondaki hiç bir pembe diziyi izlemeyen bir kişiyim. ama itiraf ediyorum, bir zamanlar, veronica castro ablamızın zenginler de ağlar ve yaban gülü gibi dizilerini öküz gibi izleyen bir bünyeydim. o zamanlar henüz ilkokul bebesi olduğum için bu hipnotizma etkisinin farkına varmıyor, "allaaah rosa bu sefer hapı yuttu mınakoyim", "ya şu marianna'nın da şansı bir dönmedi mınıskyim" falan diyerek bu dizileri takip ediyordum. rosa zaten her bölüm hapı yutmuyor muydu lan? marianna her bölüm sürünmese o dizi izlenir miydi? dizinin olayı da zaten bu değil miydi anuna koyim? her bölüm aynı bok, aynı şeyler. ama nedense, bölümleri kaçırmamak için bir bahane uydurup televizyonun karşısına geçiyordum. akşam işten dönen annemle izleyip, bölüm kritiği falan yapıyorduk. sonraları yalan rüzgarı akımına kapılmamış, aynı saatte magic box'ta* yayınlanan captain power'a başlamıştım. o da kısa sürdü ama yalan rüzgarı'na hiç giremedim. yıllarca yalan rüzgarı izlenen bir evde yaşadığım halde bu diziye bulaşmamam, hayattaki en büyük başarılarımdan biridir.

    aradan yıllar geçti, 1990'ların sonlarına yaklaştık. bu sefer thalia arz-ı endam etti türk televizyasında. önce maria mercedes izlenmeye başlandı. uzak durdum önceleri. tahlia'yı da öyle çok beğenen biri değildim. sonra bir gün akşama doğru televizyonda zaplarken, tam maria mercedes'i açtım* kapı çaldı. kalktım kapıyı açtım peder bey. sonra gelip dizinin başına oturdum. 5 saniye baktım ya da bakmadım. gerisini hatırlamıyorum. o andan sonra tek derdim maria mercedes ve jorge luis'in evliliklerinin selameti olmuştu. arkadaşlarla kahveye gideriz, ihale oynarken cillop gibi el gelir ama dizinin saati gelince bahane uydurup kalkarsın, evde tam diziyi izlersin, odaya baban girer kanalı değiştirirsin. sonra kendi odana gider orada izlersin diziyi. hayat zindan oldu mınakoyim.

    derken maria mercedes bitti, bu sefer marimar başladı. ondan da ilk başlarda uzak durdum ama yine benzer bir hadiseyle dizi beni hipnotize etti. onu da izlemeye başladık. "fidan gibi delikanlı evde pembe dizi izliyor. ibne midir nedir?" diye söylenti çıkacak diye ödüm bokuma karışırdı. ama ondan daha çok korktuğum şey angelica'nın marimar ile sergio'nun aşkına çomak sokmasıydı. en sonunda marimar ile sergio evlendi ben de rahat bir nefes aldım.

    sonra rosalinda başladı. ama ondan uzak durmayı başardım. içeride bilgisayarda cm falan oynarken, oturma odasındaki televizyondan sesi gelirdi. sesi bile insanı hipnotize etmeye yeterdi. ama kendime mukayet oldum, dizinin sesini duyunca başka şeyler düşündüm ve çelik gibi bir iradeyle bu diziyi izlemeden hayatıma devam ettim.

    o gün bugündür pembe dizi izlemiyorum. temizim.

    hayır ulan bir tanesini izlesen zaten hepsini izlemiş kadar olacaksın. hepsinin konusu aynı. karakterler bile aynı. birbirine aşık olan fakir kız, zengin oğlan. bu ilişkiye engel olmaya çalışan oğlanın anası veya eski sevgilisi. bir sürü ibnelik, acı, keder. mutlu bir şekilde sonlanmakla mükellef bir final.

    geçen gün aşk ı memnu manyağı delikanlı bir kardeşimizle konuştuk. adam ağladı ya. "abi dedi bırakamıyorum. misafirlikte izledim, hastalık oldu mınakoyim. benim gibi yiğidi yedi bitirdi ibneler" dedi, kriz geçirdi. ona yaşadığım tecrübemi ve bu bağımlılıktan nasıl kurtulduğumu anlattım. biraz rahatladı.

    bu bağımlılığın pençesine düşen gençler, en yakın uzmana danışın. utanılacak bir şey yok. ona durumunuzu anlatın. sizinle aynı duruma düşmüş insanların katıldığı grup terapilerine katılın.

    kurtuluş elinizde!
    1 ...