+ evet cv'nizden anlaşıldığı üzere, öğretmenlik konusunda herhangi bir tecrübeniz yok.
- evet yok.
+ peki, formasyonunuz var mı?
- var.
+ peki, sınıf hakimiyeti sağlayabilir misiniz?
- denerim.*
+ hım, peki çok agresif bir çocuk var sınıfınızda. ne yaparsınız? *****
- pek bir şey yapamam herhalde; ama tabii bağırıp çağırmam.*
+ tabii ki, bağırıp çağıramazsınız. ***
- o zaman, bir çözüm olarak ne düşünürsünüz? ****
+ *** hım o zaman, ben şikayet ederim bu çocuğu üstlere. **
- eee peki, hiç çocukla probleminizi çözme yoluna gitmez misiniz? ***
+ aaa tabii, önce bu yola başvururum. ama sonra, üstlere şikayet ederim ben yine de. ***
- anlıyorum. okulun rehberlik servisi falan var, biliyor musunuz? belki buna da başvurabilirsiniz. **
+ evet, biliyorum. belki bu yola başvurabilirim. ***
- anlıyorum peki peki. ****
+ eeee o zaman, tabii olmadı di mi bu öğretmenlik işi? **
- sizce oldu mu? **
+ bence olmadı, uygun değil o zaman öğretmenlik bana. ****
- ama biz yine de cv'nizi saklayacağız. kurum olarak biz hiçbir cvyi atmıyoruz. **
+ peki o zaman, teşekkür ederim ben yine de. ****
birden kapı açılır. başka biri * sizi yeniden mulakata alır. birkaç ingilizce soru sorar.
+ niye özel üniversite tercih ettiniz?
- mecbur kaldım. alan dışı sınava girmiştim. ****
+ can you explain all these in english?
- bla bla bla bla...**
+ him, architectural company?****
- yeahhhhhhhhhhh, * architectural company. *****
- i understand. siz bana cv'nizi verin. belki biz yine de sizi eylül gibi ararız. kadrolu da gösteririz; ama ücretli çalışırsınız.
+ olabilir belki. peki siz ne iş yapıyorsunuz?
- ben işletmeciyim.
- him, anladım. * peki siz ne öğretmenisiniz burada? *
+ ben okul müdürüyüm ve aynı zamanda da resim öğretmeniyim.****
- aaaa, öyle mi? ne güzel. **
son dakikalar...
+ bence siz sevmediniz beni. **
- yok, çok sevdik. çok doğalsınız. **
+ teşekkür ederim; ama ingilizcemi beğenmediniz çok. ****
- olur mu hiç? beğendik; özgüveniniz de çok sizin. ***
+ peki tekrar teşekkür ederim. iyi günler. ****
- size de iyi günler. ***