yazık kişidir. son dönemlerde benimdir bu. kanka kişisi (sevmem esasında ben kanka demeyi de neyse şimdi) çok sevdiği arkadaşını yanından ayırmak istemezken, sevgilisi ile de takılmak zorundadır. ve böyle bi durum ortaya çıkar.
en başta beraber yemek falan yenir. bu sırada sap kişi, belirli süre sonra başlayabilecek sevgili aktiviteleri yüzünden yalnız kalmamak için, bazı şaklabanlıklarla sevgililerin bu aktiviteyi olabildiğince geç bi saate atmaları için çabalar.
bu seans boyunca neredeyse hep bu sap kişi konuşur. zira kankasının aklı kızdadır, yiyiştedir. (bkz: terbiyesiz) sevgili sıfatını taşıyan kız kişisi ise isteklerini bastırmak suretiyle, "çocuğu yalnız bırakmayalım" yalan ayağındadır.
sap kişi genelde kankasına; "olm siz boş odaya geçin isterseniz, internet, film falan takılırım ben" der, gözleri ise; "amına korum sakın gitme içeri olum çok sıkılırım lan ben; yok mu bu kızın başka bi kız arkadaşı ona şaklabanlık yapam bari" der.
gözden çıkana değil ağızdan çıkana inanır, onu kayda değer bulur kanka kişisi. zira ağızdan çıkan sözler, götten de çıksa onları kayda değer bulacaktı zaten.
nezaketen sorulur; "olm ayıp olmasın sana?" , "yok lan ne ayıp olacak" der sap kişi, içinden; "benim burada ne işim var emua ya?" derken.
velhasıl çiftler boş odaya doğru yola koyulurlar. o an anlarsın hayat çok kısaymış, yalnızlık bakiymiş. aynaya bakarsın devamlı; yalnız değilim lan bak ben varım? narsist olursun, ki belki öylesindir zaten. aynadaki kadim dostunla film izlersin. bir kedim bile yok?
aynadaki sen terketmese de seni; pek hoş sohbet olduğu söylenemez aslında. sesi kısıktır biraz onun. filmi tek başına izlemiş gibi olursun sonra. bi şey kalmaz filmle ilgili aklında. noluyodu lan o sahneden sonra?
uyursun yapacak bi şey yok. erken uyanmak istemeden uyursun. erken kalkarsan bir de kapısı kapalı o malum odaya girip onları uyandırmak gerekir zira. nasıl girebilirsin ki lan? girebilir misin ki lan? kapıdan mı seslensen acaba? evet evet en iyisi bu; ama
ya seni onları gece boyunca dinlemeye çalıştın sanarlarsa? banane amua dersin sonra, ama yine de uyanmak istemezsin. uyanırsın anasını satiim, bi şeyi nasıl planlarsan , kesin öyle gitmez. bunu bile bile plan yaparsın, güldürürsün yaradanı. o da seni güldürür işalla.
uyanınca, lan dur biraz daha uyuyayım dersin. uyumaya çalışırsın, dalarsın belki biraz ama; yok değişen bişi. yine tek uyanık ya da sana göre tek uyanık sen olursun o saatte. kaldırmak zorundasındır artık. dünya malı fani dersin; gider uyandırırsın mutlu çifti, kapıya tıklarsın;
kalkın lağn dersin.
kahvaltı mahvaltı edilir sonra. ben gider byes.
bi de sokakta takılmak vardır bu tip çiftlerle. sokakta önden yürürsün o vakit, kankanın sevgilisinin arkasını kesmiyorum lan triplerinde önden yürürsün. yandan da yürürsün belki bazen ama genelde olmaz, özel şeyler konuşulabilir.
bi de şey var tabii; bu çift takılırken böyle; dersen ki "hacı ben şu cafede takılıcam bi işim vardı; yemek de yerim açım hem, siz beni alın buradan dönüşte"
işte o an çiftlerden biri bazen ikisi süper mutlu olur, genelde mutlu olan kankanın sevgilisidir. zira o senle herşeyi paylaşmak istemez mütemadiyen. "ehe ehe" şeklinde uzaklaşırsın oradan. saatlerce beklersin, bir başına cafede,
kanka gelsin alsın seni diye.
