antalya büyükşehir belediyesi eski başkanı akp'li menderes türel eliyle, doğru sistemin yanlış şekilde uygulanması ve "rant aktarımı" yapılmasının akabinde antalya büyükşehir belediyesi başkanı mustafa akaydın tarafından sona erdirilen şehiriçi ulaşım sisteminde çağdaş ödeme sistemi.
gün itibari ile saat 24:00'da son bulacak, yarın ise validatörlerde siyah kurdele takacakmış toplu ulaşım araçlarının şoförleri.
antalya'ya bu sistemin getirilişi doğruydu fakat, özel sektöre havale edilip, rantın o şirkete aktarılması konusu tersti. ancak bu sistemin tamamen iptal edilmesindense, bir takım iyileştirmeler yapılarak sistemin devam etmesi sağlanabilirdi.
dolmuşcu esnafı bu sistemi istemiyor neden? daha az vergi ödemek için. çünkü 100 yolcu taşıyıp, 10 yolcu bildirimi yaparak bunun üzerinden vergi ödemekteydiler, bu sistemle bu mevzu ortadan kalktı. nakit binme ücretinin karta nazaran yüksek olması normaldir ancak anormal olan bu fiyatın anormal fazlalığıydı. yani, kartlı kullanımı özendirmek adına 1.4 olan kartlı ücret, nakitte 1.45 veya 1.5 lira olabilirdi ancak, 1.75 lira olunca iş karşıtı. bir de başlangıçta antkart'ı olmayanların toplu ulaşm araçlarına alınmaması sonucunda halkta bir kindarlık oluşturuldu.
antkart çok ciddi paralar kazanıyor doğrudur ancak, antkart'ı işleten şirket, bütün teknik altyapıyı kendisi sağlamakta üstelik, akıllı durak sistemi ile avrupa'da ilk olan bir sistemi devreye sokmuştu. 9707'ye bekleyeceğiniz durak kodunu ve beklediğiniz hat numarasını mesaj attığınızda 30 saniye içinde o hattın kaç dakika sonra o durakta olacağı bilgisi cebinize mesaj olarak gelmekteydi. velhasıl, sıcakta veya soğukta zaman harcamayacak ona göre işinizi görebilirdiniz inanılmaz bir zaman tasarrufu sağlamaktaydı bu sistem. internetten de duraklara gelen hatların google map veya google earth üzerinde her 2 saniyede bir güncellenmiş şekliyle görebilmekteydiniz.
bu sistemin tüm türkiye'de olduğu gibi belediye iştiraki bir şirket eliyle yapılması taraftarıydım ancak özel şirkete verildi geçen dönemde şimdi yapılması gerken ise, belediye'nin bu şirkete somut bir ortaklıkla giriş yapmasıydı.
mustafa akaydın izmir'deki gibi kentkart uygulaması getirileceğini söyledi.
izmir'deki kentkart uygulaması şöyle; araçlardaki validatörler, validatörlerin yedek parça gereksinimleri, araç takip sistemi, personel, kart üretimi, kart başvurularının sonuçlandırılması velhasıl kırtasiye maliyeti vs. bunların hepsi izmir büyükşehir belediyesi iştiraki şirket tarafından karşılanmakta. sadece teknik destek ve yazılım desteği veren özel firma ise validatöre basılan karttan düşen ücretin %8'ini alıyor verdiği hizmet karşılığı olarak. üstelik akıllı durak sistemi de yok izmir'de. kaldı ki, türkiye'nin hiçbir yerinde yok.
antalya'daki antkart nasıl? özel şirket üstteki bütün cihaz, personel, kart vs. ihtiyacını karşılıyor ve %13 pay alıyor. üzerine kart başına para da bu şirkete akıyor. bana göre fazla bir kazancı var şirketin ancak bu kazancın düşürülmesi yolunda anlaşmaya gidilmesi gerekirdi. ali kıran baş kesen bir üslupla şirketle müzakere yürütmek akıl işi değildi ancak, akaydın bunu yaptı. çatışmacı bir müzakere süreci güttü ve sonuç her iki taraf açısından da hüsranla sonuçlandı. hisran olunca da, akaydın seçimde verdiği sözü tutmak için tüm maliyetleri göze aldı.
şimdi antalya büyükşehir belediyesi antkart'ı işleten şirkete 10 milyon lira tazminat ödeyecek sözleşme gereği. üzerine bir de firmanın yaptığı teknik yatırımların bedelini de firmaya ödeyecek. üzerine kentkart sisteminin altyapısı kurulacak, yeni teknik yatırımlar yapılacak üzerine başka bir özel firmaya belirli bir komisyon ödenecek bu %8 olmaz da %5 olur, %10 olur bilemeyiz ancak, bu sistemin tamamen iptal edilip, yeniden sistem kurma konusu astarı yüzünden pahalı haldedir şu anda. üstelik zaman kaybı da cabası.
yapılması gereken, uygun bir şekilde anlaşılarak aynı sistemde devam edilmesiydi. şimdi tek şey; dolmuşcu, otobüscü vergiden kaçacak kaçabildiği kadar.
aferin mustafa akaydın hoca, bu kafayla aynen devam et. işlerin oluruna bakma da, inatla bir şeyleri yapmaya gayret et. "ben borçlu bir belediye teslim aldım" edebiyatı yap dur ancak, astarı yüzünden pahalı halde olduğu gün gibi aşikar bir işe girişiyordun.
sonuç olarak, menderes türel'in seçimi kaybetmesi ne kadar isabetli ise, "senin gelmen" de bir o kadar hataymış. sözde başkan olunca parti rozetini çıkaracaktın, yaptığın atamalarla, ettiğin inatlarla da rozetin çiviyle çakıldığını da gösterdin! antalya'yı yönetecek olup da partizanca davranmayan, bir yerlere rant aktarımı yapmayacak olan adam hiç mi yok? hayır ben aday olayım diyorum ama haracayacak binlerce lira param da yok.
bir söz chp'ye... mustafa hoca bu kafayla giderse, ilk milletvekili seçimlerinde ciddi manada oy kaybına uğramakla kalmayacak, yerel seçimlerde de belki de antalya'da istanbul'da olduğu gibi kalıcı bir hüsrana uğrayacaksınız. yazık...