şehrin çıkışına yakın bir yere atılmış belediye binası görünümündeki yerin bodrum katında at koşturmaya elverişli görünen koridorlarında,tavana yakın ufak pencereleri olan sınıfların birinde yakındaki fabrikalardan gelen benzin kokusuna benzeyen nefes almamı engeleyen havayı solurken aklımdaki sadece orada ne aradığımdı öss ye bok mu vardı da girmiştim?
hep bir sene sonra hayatın daha güzel olacağını ummuştum ordaki binayı ve hocaları havaya uçurma planı yaparken,boşalacak olan yere de hayvanat bahçesi, halı saha gibi o yığından daha gerekli olacak şeyler kurmayı düşünürken herşey eğlenceliydi ama her sabah okul yerindeydi ve bende depresyonda. diğer sene geçtiğimiz yer de fazla havadar geldi kenelerin içinde, pencereden bakınca traktör bile görebildiğim ilginç bi yere sahip.
eğlenceli tek şey ders esnasında tavandan pıt sesiyle düşen böcekler onun dışında tüm alerjik reaksiyonlarımı harekete geçirmesi,her seferinde gözlerimi oyarcasına kaşıma,nezle olma,kendini jiletleyen arabeskçiler gibi bir kaşıntıya sebep oluyor oradan da memnun değilim.durakta inip belli bir süre yürüdkten sonra bayırını çıkmaya başladığınızda hava tamamiyle değişiyor durakta yağmur varsa burda kar var, güneş varsa burda lodos,yanınızda hep bir hırka,şemsiye bulundurmak zorundasınız öle uğursuz bi yer *yani.
ve yani aslında üniversite diye bi yer yok okul diye bi yer var ve bu her yerde aynı böle düşünmek lazım,kırılgan hayaller yaratmamak adına.