sinekler uykuya dalma anımızı adeta hissederler ve o anda harekete geçerler!
yani gece yattığımızda ailenin diğer fertleri büyük ihtimalle nrem uykusundayken, bizim tazecik uyku çabamız o nalet hayvanların ağzının suyunu akıtıyor.
biliyorum şaka gibi ama sinekler, kurbanlarının uykunun hangi evresinde olduğunu bile hissedebiliyorlar.
bu zeki, tıyniyetsiz ve gaddar hayvanlara karşı nefretim elbette yersiz değil.
dün gece saat beş suları. uykudan sebepsiz bir şekilde uyandım, kalktım her normal insan gibi suyumu içtim, çişimi yaptım ve yatağıma doğru serin adımlarla ilerledim.
tam uykuya dalmak üzereyken bir ses; wııııızz
tanrım, ses katlanılmaz tonaja gelince, yatakta oturdum. adeta bir şekpir oyununda ki tirat oyuncusu gibiydim.
"neden yapıyorsun bana bunu. ulu tanrım bunu hakedecek ne yapmış olabilir zavallı bedenim. yoksa köhne zihnimin hebersizce işlediği bir günahın bedeli mi bu. eğer öyleyse beni affet kutsal ruh. çaresiz ve bitap düştüm, beni affet."
yatağa tekrar yatıyorum ama uykum epey kaçmış. biraz debelendikten sonra hafif gevşemeyle birlikte dalıyorum, derken yine wıııızz.
sakince ayağa kalkıyorum, ışığı yakıyorum.
"sen ki yüz kiloluk annemi, doksanbeş kiloluk babamı ve yüzon kiloluk ablamı değil de benim, sadece altmış kiloluk benim zavallı kanımı emmek istersin, bu savaşı sen başlattın bre kafir. ya sen öleceksin ya ben!"
elimde yastığım bütün odayı tarıyorum. bir tane öldürüyorum, bakıyorum bir tane daha var. onuda öldürüyorum bir tane daha. böyle böyle 6 tane leşim oluyor. 2 sineği ise yarılıyorum. ama bende yaralanıyorum.
saat sabah yedi suları. annem yıllardır sakin, soğukkanlı olarak bildiği oğlunu bir elinde sprey, bir elinde yastık donkişot edasıyla duvardan duvara sıçrarken görüyor.
"anne bu sprey bozukmu niye sinekleri öldürmüyor."
"oğlum bizde sivrisinek spreyi yok ki, o hamamböcekleri için."
yılmıyorum. muzzafer bir savaşcıyım artık, pes edemem, ya o ya ben..
tanım:kendinizde köklü değişiklikler yapmanıza sebep olabilecek nalet hadise..