kadın olmanın zorlukları çoktur.zaman aşamasına dizersek geçmişten günümüze belgesel tadında size bunları anlatmayı bir borç bilirim.
0-6 yaş arası hanım hanımcık bir kız olmanız beklenir.genellikle aile büyüklerinden "hanım kızlar öyle oturmaz", "hanım kızlar öyle yemez" diye diye bütün kızların beynini öhhöm öhhöm "hanım kızlar küfretmez" kuralını çiğniyordum neredeyse.
bundan sonra ilkokul çağları başlar. kızlarımız ip atlar, topta sadece; can, istop, yedi kiremit vb. gibi orta yollu oyunlardan oynayabilir. fotbol gibi tamamen erkek oyunları kızlara göre değildir denerek kızlarımız bir güzel aldatılır.
lise çağlarında kızlar kesinlikle sevemez. sevsede belli edemez ederse kaşar damgasını yer oturur.zaten aileleri ayrı bir sorundur. erkek evlat istediğini yapabilirken kızın masumane bir hoşlantısı bile namus meselesi olur.
bunları geçelim.kızımız bu evrelerde ya büyür adam olur yada kaşarlı bir.. öhhöm öhhöm neyse şimdi büyüyen, gelişen, beynini olan kızlarımıza örnek verelim:
nedir kadın olmanın zorluklarına? asıl burda değinilmeli:
heray kadın olmanın getirdiği, insanın beynini durduran bir ağrı çekerler.
bir birey oldukları için ayaklarının üzerinde durmaları gerekir buda çalışmak demektir.yemek çeşitlerini bilmeleri gerekir.pilav yapmak için pirinci önceden ıslatmak, kuru fasulyeyi bir gece önce sıcak suya koymaları gerektiğini unutmamalıdırlar. en büyük sorunları da ne pişirsem derdidir. günümüz çağında iyi geliri olan bir kadın evine haftada bir( eğer zengin bir beyefendi ile evli değilse, eğer zengin bir koca varsa geç kardeşim okuma bunu) temizlikçi tutabilirken normal şartlardaki bir kadın kendi evini kendi temizler, parasıyla da çoluğuna çocuğuna üst baş alır. biraz elit kesimden gidelim ve yardımcı geldiğini düşünüp kadınımızın üzerindeki baskıyı azaltalım.
birde bakım derdi vardır evli/bekar tüm bayanların sorunudur. buna tonlarca para harcanıldığına mı yanalım kendimizi kılıktan kılığa soktuğumuza mı??
bir değişiklik istiyacı duyan her bayanın ilk adresi kuafördür. saç baş-kaş bıyık vs. bu gibi işlermler için kuaför ideal mekandır. saçın uzunluğu kısalığı beğenilmediği gibi rengide değişime uğrar. föndü maşaydı boyaydı derken saçlar bir güzel yanar. tabiki pırasa gibi saçlarla gezilmeyeceğine göre bir sonra ki durak kozmetiktir. saç şampuanı, saç kremi, bakım kürü derken saçlara bakım sağlanır. ama birde vücut bakımı vardır. nemlendiricisiydi, deodarantıydı, parfümüydü derken hesap kabarır.makyaj mazlemesi desen onlar zaten ateş pahası. geçelim burda amaç bütçeyi dengelemekte.
kendisine bakmayıp salaş salaş gezen bayanlar çoktur. ama sevgilisi yada kocası olan her kadın bu saydıklarımızı yapar. erkekler terli bile bize seksi gelebilirken * biz bayanlar terli ve kıllı kesinlikle iç açıcı olamayız.
erkekler genellikle bu duruma şaşırır. ya bu kadınlar da hiçmi akıl fikir yok diye düşünürler. işte diğer bir zorluk erkektir.
bir erkeği idare etmek emin olunki çok zordur. nerde esip gürleyeceği belli olmayan bu tür kadınlar için bir muallaktır. bizlerin kendimizce geliştirdiğimiz diğer bir sıtratejide: saçı uzun aklı kısa moduna sarmaktır. ama bilmezlerki hayır dediklerini yaptıklarını. burda fazla detaya girmemek gerek.
her ince detayıda bayanın düşünmesi gerekir. erkek genellikle sevgiliyken "bilmem sen bilirsin, sen karar ver" söylevleri çekerek ufaktan sorumluluk kaçakcılığı yaparken evlendikten sonra bu hat safaya ulaşır. bkz: "bana ne" yada "annene sor"
bunların yanında en büyük zorluk şiddettir. tanıdığımız yada tanımadıklarımızca şiddete maruz kalan bir çok kadın vardır. erkekte fiziksel olarak kendini koruma gücü mevcut iken kadında bu ruhsal ağırlıktadır. ruhumuzu koruyabildiğimiz gibi bedenimizi koruyamayız. bedenine sahip çıkmak başlı başına bir zorluktur zaten. dışarıda fikri ve zikri pislik olan bir sürü hayvan varken bir kız çocuğu, genç kız ve kadın olmak çok ama çok zordur.