başlığın aslı: sağ-sol, kürt-türk, dinci-laik ve ileride de alevi-sünni olacaktı ama malum hem işaret kullanılmaması ve harf sınırlaması olması başlığı bu hale getirdi. türkiye yi yaralamak, kan kaybına uğratmak ve hatta ileride bölmek için gerçekleştirilmiş ayrıştırma çeşitlerinin bütünüdür bu başlıkta saydıklarım.
bu ülke sağ-sol çatışmasından çok çekti bir zamanlar. o zamanlar kimse farkında değildi olayın vahammiyetinin. ama ne zaman ki darbeler oldu, ülke kaosa sürüklendi, o zaman milletin aklı başına geldi. bugün rahatça diyebiliyoruz ki: "keşke o günleri hiç yaşamasaydık". çünkü şimdi anladık; sağcılara verilen silahların sağcılardan alınıp aynı silahların solculara verildiğini. çünkü şimdi anladık, zamanında kardeşin kardeşe kırdırıldığını. ve yine şimdi anladık, amaçlarına ulaştıklarını.
ama maalesef o günlerden ders almamış gibi hala devam ediyoruz bu alışkanlığımıza. hatırlarsınız, yakın zaman önce "dinci-laik" tartışması tavan yapmıştı. sağolsun medyamız da bunları alenen körüklemişti. şimdi soruyorum size: dönün arkanıza bakın bir, ne değişti? allah aşkına ya! değişen bir şey var mı? o zaman nasılsak şimdi de öyle değil miyiz? bir arpa boyu yol aldık mı? bu tartışmanın bize zarardan başka ne getirisi oldu söylesenize.
bugün de tıpkı yakın geçmişimizde olduğu gibi bizi kendi içimizde bölünmeye itmek istiyorlar. bu çabanın adı: türk-kürt. ve bugün de maalesef biz bu oyunlara geliyoruz ve aramızda bu ayrım oluşmaya başlıyor. ya, arkadaşımdan duydum "bu kürtleri bir yere topluyacan, salacan üstüne atom bombası" dediğini! ohaa! ohaa be! ne yapıyorsun sen? sen nasıl birkaç ayrılıkçı azınlıkla bütün kürtleri aynı kefeye koyarsın. eminim çevrenizde de bu tiniyette olan insanlar vardır. ama onlara en güzel yanıt, evladını vatan için feda etmiş ananın kürtçe ağıtları değil mi?
ve ileride de eminim, bu "balon" kürt sorununa çözüm bulduğumuzda bizi başka bir tartışma konusu bekliyor olacak: alevi-sünni. hatta bunun altyapısı hazırlanmaya başlandı bile. eminim sizde farkındasınızdır.
yahu yapmayın. yapmayalım. bu ülkemizi yaşanabilir hale getirecekken neden sürekli sorunlarla boğuşuyoruz. allah aşkına hangi gelişmiş ülkelerde böyle sorunlar var? birazcık belimizi doğrulttuğumuzda hemen buluyoruz enerjimizi kendi içimizde tüketeceğimiz birşey. hemen; saçma sapan, gereksiz şeylerle meşgul ediyoruz kendimizi.balıklama atlıyoruz tartışmaya, kavgaya. ve kaybeden yine ülkemiz oluyor. ve bu zihniyette gidersek sanırım kaybetmeye devam edecek yine ülkemiz olacak.