aykut kocaman'ın fenerbahçe ile 3 yıllığına sportif direktörlük anlaşması yapmasının akabinde çoğumuz "çok iyi oldu" gibilerinden konuşuyoruz. fakat bunu neye dayanarak konuşuyoruz? çoğumuzun sportif direktörün ne demek olduğunu tam olarak bilmediğimiz kanaatindeyim. bu nedenle uğur meleke'nin sportif direktörün misyonunu doyurucu bir biçimde anlattığı milliyette gördüğüm yazısını paylaşmak istedim;
Genel menajer, sportif direktör ya da futbol direktörü... Son dönemde Avrupalı futbol kulüplerince çokça tartışılan bu pozisyon, F.Bahçe-A.Kocaman ilişkisi ile tekrar hayatımıza girdi. Peki nedir bu "sportif direktör"? Avrupa'da her kulüpte var mıdır? Türkiye koşullarında sportif direktörlük yapmak mümkün müdür? Mesela A.Kocaman'a F.Bahçe'de ya da H.Şükür'e G.Saray'da rahat çalışma koşulları sağlanır mı?
Sportif direktör ne yapar?
Ansiklopedik bir karşılığı olmamakla birlikte, futbol kulüplerinde sportif direktörlüğün tanımı aşağı yukarı şu: "Sportif direktör, genelde eski teknik direktör ya da eski futbolculardan seçilir; çoğunlukla kulübün birikimlerinden faydalanmak istediği önemli spor adamlarıdır bunlar. Teknik direktörü asist eder, (meslekleri gereği doğal olarak futboldan anlamayan) yönetim kuruluyla köprü vazifesi görür. Teknik direktör bütün mesaisini idmanlara, takım seçmeye, taktik çalışmalara ayırdığı için; onun (tabiatıyla) yetişemeyeceği birtakım işler de sportif direktörün kapsamındadır: Oyuncu izleme ekipleriyle ilişkiler kurar, bütçe ve altyapıya (veya akademiye) kafa yorar. Genelde teknik direktör seçiminde de bulunur, hatta bulunmalıdır da... Zira eğer sportif direktörün, teknik direktör seçen masada olduğu bilinirse, yeni gelen hoca da tam bir güven hisseder; sportif direktörle çatışma içine girmez"
Hoeness (B.Münih), Mijatovic (R.Madrid), Beguiristain (Barcelona), Gandini (Milan), Dean (Arsenal) bu pozisyonda bulunan/bulunmuş meşhur adamlar... Kimi sportif direktörler yıllarca bu görevi başarıyla sürdürüp, (Hoeness gibi) 8-10 hocayla çalışmayı başarırken; bazıları işlerindeki uzmanlıklarını kanıtlayıp transfer bile yaptılar (Chelsea'deki Kenyon ve Fiorentina'daki Corvino gibi)... Kimileriyse maalesef kulübün sırtına yük olmaktan öteye gidemedi. Newcastle'da Ocak 2008'de göreve başlayan Dennis Wise, önce Keegan'la anlaşamadı, sonra da Shearer'ın gelişiyle ayrıldı. Takım da sezon sonunda küme düşmekten kurtulamadı.
Sportif direktör gerekli midir?
Bir futbol kulübünde sportif direktörün gerekliliğini bilmek için sanırım atom mühendisi olmak gerekmiyor! idman organize eden, taktik çalışan, bir sonraki maça hazırlık yapan, oyuncularıyla bire bir layıkıyla ilgilenen herhangi bir teknik direktörün normal şartlarda kalan işlere vakit ayırması mümkün değildir zaten... Uzmanlığı kendi oyuncuları olan bir teknik direktör, dünyanın kalan bütün futbolcularını nasıl takip edebilecek? Sözleşmelerle, bütçeyle nasıl ilgilenecek? Oyuncu temsilcileriyle, menajerlerle nasıl görüşecek? Teknik direktörün bir sonraki maçı veya bir sonraki ayı düşündüğü sırada; sportif direktör bir sonraki yılın planlarını yapan adamdır kısaca...
Türkiye'ye uygun mudur?
Uzatmadan söyleyeyim, cevabım "evet"... Hem de bu ülkenin sportif direktöre ihtiyacı, ingiltere'den filan birkaç kat fazla. Birincisi, ligdeki 18 takım içinde geçen sezonki teknik direktörüyle yola devam eden takım sayısı yalnızca 4, iki sezon tamamlamış hoca sayısı sadece 3 iken, kulüplerin teknik devamlılığı/anlayış istikrarını sağlayacak yegâne pozisyon "sportif direktör"dür... ikincisi de, bu kadar teknik direktör hareketini yavaşlatabilecek tek adam da "sportif direktör"dür aslında... Çünkü (işin doğası gereği) futbol tecrübeleri olmayan kulüp yöneticilerinin teknik direktörün başarısını ölçmede kullandıkları metot yanlış olabilir (Ki bir ligde bir sezonda 36 teknik direktör çalışıyorsa, bu metodun doğru olduğuna kimse beni ikna edemez). Futbolun içinden gelen bir sportif direktör, teknik adamın başarısını doğru ölçme konusunda da yönetim kurulunun ufkunu genişletebilir. Belki de yönetim kurulunun 9'uncu haftada göndereceği bir hocaya sportif direktörün kazandıracağı bir 8 hafta, daha fazla "4 yıllık G.Saray-F.Terim" evliliği yaşatabilir Türk futboluna...
A.Kocaman veya H.Şükür
Türkiye'deki yönetim kurulu kalitelerini ve koşullarını biliyoruz. Belki de birkaç önemli spor adamımız, bu yönetim biçimleriyle baş edemeyecek, kırılacak/dökülecek, sportif direktörlükte uzun kalamayacak... Lakin biraz sabrederlerse, bir miktar savaşırlarsa, kendilerinden sonrakilerin önünü çok ama çok açacaklar... Aykut Kocaman'a, Hakan Şükür'e ve onlardan sonra geleceklere, istikrarlı sportif direktörlere Türk futbolunun çok ihtiyacı var... Biraz sabır... Lütfen...