nasıl tanımlayabilirim ki bunu. burada yazılan bir sürü ateşli tanımın altına ne diyebilirim ki: hepiniz yanlışsınız, abartmışsınız desem eminim bende kafalarında ki o at gözlüklü inançlılara dahil olacağım.
...
benim inancımda hoşgörü var,
bağışlama var.
paylaşma var.
affetme var.
sevgi var.
denebilir ki nerde bu hoşgörü.. haklısınız yok!
paylaşma yok!
sevgi yok!
affetme yok!
bakınız bunlar dinin getirdiklerinden çok insan olmanın getirdiği duygular aynı zamanda.
herkesin içinde neye inanıyor olursa olsun bu var. kimse inancım yok diyemez hiçbirşeye inanmıyorum diyen ateist bile inanmamaya inanmıştır.
dinimi,
yardım etmenin sevabını,
her zaman dua etmenin faydasını bana babam öğretti,
kimileri sözde dindarların içinde laklak eder (sabırdan lütuftan hayırdan paylaşmaktan bahseder) kapısına gelen muhtacı yüzüne bakmadan çevirir.
kimileri bir tel gözükmesin istediği o başına ipekten eşarplar takar.
şimdi müslümanlık son damlasına kadar sömürülmekte, kadınlar bir günah çukuru olarak görülmekte, müslüman hacı hocalar çocuk denecek kızlardan tahrik olabilmekte, ağaçlar cinselliği çağrıştırdığı için kesilmekte ve insanlar temelinde hoşgörü olan dinin yönetiminde taşlanarak öldürülmekte iken nasıl anlatayım ben size babamın öğrettiklerini..
nasıl ispatlıyayım size..
gönül meselesidir. alahın verdiği aklı kullanmak insana kalmış bir şeydir.