yanılmıyorsam 1994 yılbaşı gecesiydi. henüz 13 yaşında bir tıfıldım yani ! o zamanlar çok istediğim bir oyuncak ya da benzeri bir zımbırtı vardı. o kadar önemli bir bok değilmiş ki ne olduğunu hatırlamıyorum bile. baba yok, anne devlet memuru. maddiyat haliyle kısıtlı. ama ben o zımbırtıyı deli gibi istiyorum. annem de söz vermiş, yılbaşında hediye olarak alacak. sabırsızlıkla beklediğim bir yılbaşı gecesi yani.
yılbaşı akşamı, meyve, kola, meyve suyu ve çerezden oluşan ekipmanla tv seyrediyoruz. annem çıkarıp hediyelerimizi veriyor. paketi açınca bakıyorum ki, "edmondo de amicis" adlı yazarın "çocuk kalbi" adlı kitabı. beynimden vurulmuşa dönüyorum, çocuk kalbim fena kırılmış. kimseye bir şey de diyemiyorum.
eski bir ütümüz vardı çalışmayan. onun kablosunu kesip, bir kablosunu bir parmağıma, diğer kablosunu diğer parmağıma dolayıp takıyorum fişe. tabi geride "bana x'i bile almadınız, ölmek istiyorum, elveda" tarzında bir de veda mektubum var. lakin prize fişi takar takmaz öyle bir patlama oldu ki, havada uçtuğumu dahi sonradan farkettim. artık nasıl olduysa, ölmedim. elimde yanık bir fiş, parmağımda ufak bir kızarıklık, göğsümde kırık bir kalp öylece kalakaldım.
yılbaşı gecesi evimizde elektrik de yok artık. sadece bizde değil, aynı bloktaki 4 dairenin elektriği de yok. o yılbaşı gecesini biz de dahil 4 aileye elektriksiz yaşattım.
işin üzücü tarafı, kimsenin haberi olmadı bu teşebbüsümden. ki, o 4 dairede yaşayanlardan herhangi birine bu teşebbüsten bahsetmek, ayrı bir intihar teşebbüsü olurdu. o yıllarda yılbaşı gecesi elektrik olmaması, tv olmaması demek birebir zulüm demekti. ve bu zulmü yaşatanı yaşatmak caiz değildi.
ne günlerdi be. iyiki çarpılmamışım !