fantastik öğeleri bünyesinde barındırır bu. vallahi okulu üçüncü yıla uzatıp da haberini güle oynaya veren bir elemanın bile aşık mahsuniye dönüştüğünü görmüşümdür.
aşk için bir çeşit hastalıktır derler. bir kuluçka dönemi vardır bunun. "acaba?" sorusu kafada yankılanır günlerce. sonra ateşi yükselir vücudun, beyne vurur. "lan naapsam ney etsem, konuşsam mı ya yanlış anlar mı" falan. bir bakarsın ki oynadığı ipliğe sarıp sarmalanan kediden beter olmuşsundur.
genelde kötü biter bunlar. zaten birçoklarınınki de çıkar ilişkisidir. ha sen "vallahi seviyorum, o da seviyor" dersen eyvallah ama azınlıkta olanlardansındır. genelde acıdır yaşanan çünkü. ama acı artık bir öğretmendir. eli de maşalı.
- umut etmeyeceksin.
her şey denge üzerine kuruludur bu evrende. uyumlu gitmez ise düzenin bir kısmı çöker. yani hakkaten seni sallamayan birisine -hakkaten sevsen de dahi- çok üstelersen öyle güzel cevaplar alırsın ki karşındakinden, evden çıkacak yüzün olmaz daha. ne demiş şair; ve zaten o daha az sever seni...
- kanka, dost ayağı çekmeyeceksin.
yapmayacaksın. ne dost olduğunu iddia eden çiftler gördüm, biri bir diğerinden hoşlandı bir süre sonra aldığı cevap "ama ben seni arkadaş olarak görüyorum" oldu. sevmiyorum bu insanları ben. haftada bir ilişki durumu nasıl değişir bu insanlığın ya. kör olasıca facebook. lazım olur mesaj neyin atarız, birkaç foto yorumu yaparız diye aktif tuttuğumuz meret bize neler öğretiyor oysa ki. bu kadar ucuz bir şey değil aşk.
- acıya dayanıklı olacaksın.
bak bu çok klişe bir ifade. ismail yk bile kullanıyor her şarkısında, o derece ayağa düştü yani. ama hakkaten bir süre sonra "kaşarlaşman" mümkün. hayata lanet edip de öylece yaşamayı öğrendiğini fark edersin.
istediğin kadar ağla, zırla...güneş yarın da doğacak.
- hayata karşı gözlem gücünün arttığını göreceksin.
insanları iyi tanımayı öğretir sana aşk acısı. çünkü iyi incelersin. "etrafında kimler var, "ona yaklaşımları nasıl", "5 sene sonra hâlâ istiyor olacak mıyım onu" falan. bir süre sonra insan sarrafı olur çıkarsın. görüş açın genişler. neden? çünkü aşk seni kör etmiştir. siktiri yiyince bir anda flash etkisi yapar o sana. göğe yükselir ruhun, tepeden bakarsın dünyaya. "kim dertlerimi dinledi" diye sorarsın kendine.
anlarsın ki sen aslında yapayalnızsındır.
- kendini daha iyi tanırsın.
ilişki yürütebilir misin? ne kadar ciddi olabilirsin? kendini dinlerken aklına neler geliyor, ne kadar safsın ya da ne kadar gözün açık. bunlar aslında öyle herkesin emin olarak cevap veremeceği şeyler. belki şu an aşkım dediğin insanı bir ikinci bulsan anında şutlayacaksın.
ve gün olur arkana dönüp baktığında "vay be" dersin, "neydi bu başımdan geçen". sonra tebessüm edeceksin "ne aptalmışım" diye. her zaman ağlamak için daha fazla sebep vardır gülümsemek yerine.