pazar gecelerinin vazgeçilmez dizisi..öyle ki şu an kanallar yeni arayışlar içerisine gireceklerine, bölüm başı oyunculara bilmem kaç milyar ödeyeceklerine, ardı arkası kesilmeyen tekrarlar vereceklerine, oturupta bizimkiler dizisini ilk bölümünden tekrar yayınlamaya kalksalar, şu an benim diyen dizinin reytingini 10 a katlar.
pazar gecelerinin şampuan kokulu dizisi..genelde üzerimde havluyla, saçımdan şıpır şıpır sular dökülürken denk gelirdim jeneriğine.
zamanımız dizilerinde olmayan bir çok şey mevcuttu.şu an oynayan dizilerde insanın tüylerini diken diken edecek kötü karakterler var iken bizimkilerin en kötü karakteri apartman yöneticisi sabri bey idi..tabi insan ona da kötü diyebilirse.
şükrü bey ve meşhur ailesi vardı.her pazar sabahı klasik müzik eşliğinde taze sıkılmış portakal suları ile tüm aile kıskanılacak bir kahvaltı yaparlardı.kahvaltıdan önce mutlaka banyo kapısında oğlu ali ile sıra kavgası yapılırdı..eşi nazan ise sessiz sakin, etliye sütlüye karışmayan bir ev hanımıydı..kızları bilge ise daha sonra hayırsız damat aydın ile evlenmiş ve diziye ayrı bir renk katmıştı..
dizinin ilk bölümlerinde ise ali'nin dayısı yaman okay ve bohem arkadaşı yavuzer çetinkaya rol almıştı.iki büyük çınarında toprakları bol olsun.
apartmanın en renkli karakterlerinden birisi olan sedat bey ise 5 bölümde bir katil yavuz'dan gözünün üstüne bir yumruk yemezse rahat etmezdi.
apartmanın kapıcısı cafer ise ortalığı karıştırmakta üzerine çıkmayan, doktor türkanın çikolatalı kahvesine hasta bir kişilikti.eşi, iki kızı ve kayınpederi halil pazarlama ile kendi yağında kavrulmaya çalışan bir renkti.
dizi üzerine konuşulacak o kadar çok şey var ki, şimdi ne yazılsa eksik kalır.
o zamanlar ne silah görüyorduk, ne de kötü adamlar.
biz o zamanlar çok iyi insanlardık, televizyonlar şimdi ki gibi aklımıza olmayak şeyleri sokmadan önceleri.